Şaka değil, üç yıl, hayır, iki yıl dört ay oldu; ama nedir günler, nedir aylar?
Benim için bir önemi yok onların; mezarda olan için zaman, anlamını kaybeder.
Ayyaş içer, edebiyatçı yazar, yontucu taşı yontar, acısını dindirmek için her biri, en kuvvetli iç güdüsünden medet umar ve gerçek sanatçı, kendi bağrından şaheserler yaratır.
Korkunç macera! İçimde ilk görüşten kalma, aşina bir duygu: Ben onu tanıyorum. İki sevdalı hep aynı hisse kapılmazlar mı, birbirine önceden rastladıkları, aralarında esrarlı bağlar olduğu duygusuna kapılmazlar mı?
Bana benzeyen, görünüşte bendeki ihtiyaçlara, tutkulara, arzulara sahip bu insanlar niçin kırarlar beni? Ancak benimle eğlenmek, bana çatmak için yaratılmış bir avuç gölgeden başka bir şey mi bunlar?