Bir kitap düşünün içerisinde hüzün, acı, sevinç her duyguyu hissediyorsunuz. Kitapta 4 gencecik arkadaşın gönüllü olarak vatan için çıktıkları yolculuğu okuyoruz. Şimdiki besle baktığımızda bunu hiç kimse yapmaz ne yazık ki... Çanakkale geçilmez dedikleri o kocaman destan, darı kamışta şehit düşen askerlerimiz, kalem tutması gereken yerde tüfek turan gençlerimiz bu vatan kolay kazanılmadı. Bu vatan uğruna sevdasından ailesinden vazgeçenleri okumak beni duygudan duyguya soktu.
•
Kitap 29 ekim 1933 cumhuriyet bayramının onuncu bölüm yıl çoşkusuyla başlıyor nedense Yusuf’un içi buruktur bunu fark eden kızı Benan bu durumu babasına sorar ve Yusuf on yol önceden dalar gider..
•
Yusuf, Süreyya, Feyzi, Hüsrev hepsi on yedisinde İstanbul sultanisinin keşşaf yani izcileridir. Bir gün Osmanlı donanması Rus limanlarını bombalaması sonrası herkes günü onların da hayatları değişmeye başar. Bir yandan gençliğin verdiği aşk heyecanı bir yandan dönemden dolayı yaşadıkları zorlu şartlar.
•
Çanakkale başarısı içlere su serpede düşman daha çok saldırmaya başlamış ve ordunun daha çok askere ihtiyacı olmuşuz Feyzi izci olduktan sonra yeminini hatırlar ve gönüllü olarak askere yazılır. Arkadaşları ilk başta karşı çıksalar da daha sonra vatan sevgisi ağır basar ve hepsi gönüllü olarak askere gider. Daha 17’nde savaşın gerçek yüzüyle karşılaşan bu dört arkadaş ailelerini, sevdalarını bırakarak vatan sağolsun demek için can vermeye hazırlardır.