Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Güneş, ilkbahar, çiçeklerle dolu tarlalar, sabah uyanan kuşlar,bulutlar, ağaçlar, doğa, özgürlük,hayat, bunlar artık benim değil mi ?
...dünyada yapayalnız hissediyordu kendini. Birden Esmeralda'nın gülümseyen yüzü belleğinde canlanınca, içinde bir ferahlık hissetti. İyi kâlpli kız kendisini sonsuza kadar terk etmiş olamazdı. Çok yakında ziyaretine gelirdi mutlaka. Quasimodo'nun içini yeni bir umut kapladı, bedeni gevşedi ve özlemle gülümsedi.
Sayfa 79 - Tenne YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Aşk, meleklerin yıldızlara selâmıdır. Aşk yok olduğunda ruh derin bir kedere düşer. Sevilen kişi,seven için tüm evreni doldurmuş, sanki Tanrı olmuştur. Tanrı,o güzelliği kendisi yaratmamış olsaydı, belki aşkı kıskanırdı.
Sayfa 309 - Venedik yayınları
İlkbahar, gençlik, babasına beslediği sevgi ,kuşların ve çiçeklerin cümbüşü bu henüz bakir ruha unutmayı damla damla sunmuştu.
Sayfa 307 - Venedik yayınları
İlkbahar karanlık ruhları bile aydınlatır.
Sayfa 303 - Venedik yayınları
Mantığın en ufak bir teması makul olmayan muhakemelerin hepsini geçersiz kılar
Reklam
Tanrı'nın ne yapmak istediğini kim bilebilir?
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Senden nefret ediyorum, diye fısıldadı öfkeyle. Ömrüm boyunca da nefret edeceğim, hatta öldükten sonra bile.
Sayfa 55 - Tenne YayıncılıkKitabı okudu
Ne zaman ki seni sevdim...
Seni görmeden önce çok mutluydum, dedi. Evet, mutluydum. Ruhum apaydınlıktı. Kutsal bir görevim, saygın bir kişiliğim vardı. Ne zaman ki...
Sayfa 54 - Tenne YayıncılıkKitabı okudu
Bir halkın baskı altında tutulması suçu zaman aşımına uğramaz. Bir millet bir mendil gibi buruşturulup atılamaz.
Reklam
"Ömrümde böyle şey görmemiştim. Burası ne tuhaf yer. Körler görüyor, topallar yürüyor.."
Yaşamın ve insan felsefesinin gerçeğine ulaştığını sanıyordu –kim bilir belki de ulaşmıştı–, sonunda gerçeğin kuyusunun dibinden görebileceği tek şey olan gökyüzünden başka hiçbir şeye bakmamaya başlamıştı.
Ayrıca düşünmekle geçen bir günün sonunda, akşam bulvarlardan geçerek geri dönerken ağaçların dalları arasından uçsuz bucaksız uzayı, isimsiz aydınlıkları, boşluğu, karanlığı, gizemi fark ettiğinde, insana dair ne varsa ona küçücük görünüyordu.
Yüreğin tutkuları dışındaki tüm tutkular düşlerle dağılıp giderler.
Marius yeni takım elbisesiyle katıldığı bu gecelere ve balolara sadece kaldırım taşlarının çatlayacak kadar buz tuttuğu akşamlarda gidiyordu, çünkü arabaya verecek parası olmadığından oraya sadece ayna gibi parlayan çizmelerle gitmek istiyordu. Bazen hüzünlenmeden, “İşte insanlar böyle, bir salonda ayakkabılarınız hariç her yanınız çamurla kaplı olabilir. İyi bir şekilde ağırlanmak için sizden kusursuz tek bir şey istenir, vicdan mı? Hayır çizmeler,” diyordu.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.