İslâm kendini, Araplar, Acemler yahut Türkler gibi belli bir halkın ya da bir hadisenin değil, insanın ve bütün beşeriyetin tabiî fıtratı ve mutlak hakikat olan Allah’ın mutlak birliği üzerine tesis eder.
Müslümanların, modern “entelektüel” dünyada kaybolmadan ve bütün ilahî mevhibelerin en kıymetlisi olan imanlarını kaybetmeden seyahat etmelerine kılavuzluk edebilecek, çok az sayıda Müslümanca harita mevcuttur.
İnsanın aklında sonsuza dek dönüp duran düşünceler yerine şeylerin kendileri somut olarak yer alsaydı daha iyi olurdu .Sahip olmak ya da kurtulmak istenen insanlar ,korunmuş ya da kaybedilmiş nesneler .