Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

h

h
@wiedergeboren
6 okur puanı
Mart 2024 tarihinde katıldı
soğuk kış gecelerinde, “sonunda ayakta kalabildim!” derken kendime, içimin boşalmış olduğunu da bilirdim.
Sayfa 104 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
güzel, çok güzel bir kadın vardı perdede, güzel olduğu kadar dertliydi de. sonra geniş ve sakin bir ırmak gördü, sonra bir çiftlik evi, yeşillikler içinde bir amerikan çiftliği. sonra, dertli güzel kız galip’in daha önce hiçbir filmde görmediği orta yaşlı bir adamla konuşmaya başladı. konuştukları kadar ağır ve sakin hareketlerinden ve yüzlerinden hayatlarının dertlerle dolu olduğunu anlıyordu galip. anlamaktan öte, biliyordu. hayat dertlerle doluydu, acılarla, biri bitince öbürü gelen, öbürüne alışırken bir yenisi bastıran ve yüzlerimizi birbirine benzeten derin acılarla. birdenbire de gelseler, bu acıların çoktan beri yolda olduğunu biliyorduk biz, onlara kendimizi hazırlamıştık, ama gene de dert, bir kâbus gibi üzerimize çökünce bir tür yalnızlığa kapılıyorduk; başka insanlarla paylaştığımızı sandığımız zaman mutlu olacağımız umutsuz ve vazgeçilmez bir yalnızlık. galip bir an kendi derdiyle perdedeki kadının derdinin bir olduğunu hissetti; ya da dert yoktu da ortak bir dünya vardı: çok fazla bir şeyler beklenmeyen, ama hiçbir zaman da küsülmeyen, anlamı ve anlamsızlığı sınırlı, insanı alçakgönüllüğe çağıran yerli yerinde bir dünya.
Sayfa 102 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
kolunun altındaki polisiye romanların kendisine huzur verdiğini anladı. sanki, bu tür romanlar uzak ve sihirli ülkelerde yazıldığı ve yabancı dil öğreten liselerde başladıkları eğitimlerine devam etmedikleri için pişman olan mutsuz ev kadınları tarafından “dilimize” çevrildikleri için herkes her zamanki hayatına devam edebiliyor, han girişlerinde çakmak dolduran soluk giysili satıcılar rengi atmış eski elbiseleri hatırlatan kambur adamlar ve dolmuş durağının sessiz yolcuları da her zamanki hayatlarının içinde soluk alıp verebiliyorlardı.
Sayfa 102 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
1. suppose i were to begin by saying that i had fallen in love with a color. suppose i were to speak this as though it were a confession; suppose I shredded my napkin as we spoke. it began slowly. an appreciation, an affinity. then, one day, it became more serious. then (looking into an empty teacup, its bottom stained with thin brown excrement coiled into the shape of a sea horse) it became somehow personal.
Sayfa 1 - wave books yayınları
“onu arıyorsanız yazılarına bakın,” dedi magazin yazar. “yazılarının içinde bir yerdedir o. yazılar sağa sola yollanmış haberlerle doludur, özel küçük haberlerle. anlıyor musunuz?”
Sayfa 95 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
celâl anlatırdı; celâl anlattıkça dünya anlamlanır, burnumuzun ta dibindeki “gizli” gerçekler daha önce bildigimiz, ama bildiğimizi bilmediğimiz zengin bir hikâyenin şaşırtıcı parçaları haline dönüşür, böylece, hayat da, daha bir katlanılabilir olurdu.
Sayfa 88 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
63.c: bir gün yaşlandığında, insan kendisi olabilir mi diye sorduğunda, bu esrarı anlayıp anlamadığını da soracaksın kendine, unutma!
Sayfa 86 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
49.a: sokağa çık, yüzlere bak, işte sana bir konu.
Sayfa 85 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
42.b: aşkı ara.
Sayfa 85 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
40.a: üç büyük tema, tabii ki, ölüm, aşk ve müziktir.
Sayfa 85 - yapı kredi yayınlarıKitabı okuyor
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.