Emre

Cahilliğimin çiçek bahçesine döndüğü yer,
Yazıyorum! O halde var olmaya devam edeceğim. Birçok yere yazdım. Sadece yazma eylemini gerçekleştirmek için yazdım. Faydasız ve fütursuzca, dergilere, forumlara, sitelere... Düzensizce, aldatıcı ve düşkün biçimde. Bu sitede yazılarımı ve yazacaklarımı toplamaya çalışacağım. Birkaç tanesini önceden girmiş ve resimlerle destekleyince iyi olduğunu fark ederek devam etme kararı almıştım. Bakın bakalım ilginizi çekecek bir takım şeyler bulacak mısınız! Yoksa buranın hizmeti reklam yapmaktan öteye geçmeyecek mi? substack.com/@emremete?
Reklam
Bilgiyi dinlemek
Yıl bitiyor. Malum bazı raporlarda dökülüyor. Bu yıl 8000 dakika podcast dinlemişim. Bana az geldi. Günlük ortalama yaklaşık 22 dakika yapıyor. Özellikle 4. sıradaki Antroposen Sohbetleri tavsiye ediyorum. Bilim üzerine hepsi mesleğinde uzman kişilerin konuşmalarını içeriyor. Tanıdığınız isimlerde vardır burada değil mi? Podcast dinleyen az bir grup var. Kitap okuyanlar arasında da mutlaka vardır.
Sancılı anekdot
Bir süredir kitap okurken keyif al(a)madığımı fark ediyorum. Bu birkaç yıllık süreç ve kısa bir süreç diye düşünüyordum ama pek öyle durmuyor. Bıkmaktan ziyade yorgun zihnimin bir şeyleri kusmaya çalıştığını ve duvarı örerken doğru taşları bulamadığını hissediyorum. Aristetoles'i okurken onun kullandığı bir kelime çok dikkatimi çekti. Kelime "Eudaimonia". Mutluluk olarak çevrilse de karşılığı o değil. Mutluluk kısa süreli bir haz demek ama Aristoteles'in tanımladığı eudaimonia ise mutluluğun yanı sıra hayatının uzun dönemleri boyunca o keyfi yaşayarak devam etmektir. Bir tatlıyı ısırdığınız zamanki hazzın çok uzun sürmesi gibi bir hal. Neyse okurken kimi kitaplar tek başına bir süreci canlandırsa da o bittikten sonraki solucan kıvranmaları geri başlıyor. Okumasam ne olur sorgusuna düşüyorum ama yürümek gibi bir şey bu benim için. Ekran insanı olmak mı yordu? Dijital zihinlerimizin basit şeylerden hoşlanması mı ya da sürü insanı olmanın getirdiği çalışma yükü mü bilemiyorum. Hepsinin pastanın üzerindeki renkli süsler gibi payı elbette var. Eudaimonia, kişinin en iyi potansiyellerinin geliştirilmesinden elde edilen yaşam kalitesidir. Ben böyle bir arzunun peşinde olmak istiyorum ve bu basit bir insan dürtüsü.
Kitaplar ya da kitaplar. İşte tek mesele bu!
Fuarda kitapların arasında geçen zaman boşlukta gezmek gibi. Zaman tanımı yok oluyor. Alacağını unutup sayfaları karıştırıyorsun. Nihayetinde görseldekileri kitapları aldım. Almak istediğim nicesi var. Maddiyat ayrı bir problem olsa da başka bir sorunum da daha büyük bir kütüphanemin olmayışı oldu. Gerçi o da ekonomik sebep. (Kitaplıklar saçma fiyatlarda geziyor.)
İstanbul kitap fuarı ve fiyatlar
Bugün İstanbul'da kitap fuarı başladı ve çocukluğumdan beri her yıl giderim. İlgi azalmış. Fiyatları sordukça en son "Şaka yapıyorsunuz" dedim. Hatıra olsun diye Şirinler çizgi romanı alacaktım. Neyse şimdilik görseldekileri aldım. Geçen sene olduğu gibi bu yılda Celal Şengör geldi. Mini bir anlatı yaptı sonrası imza. Çok kalabalıktı imza almadım 😶‍🌫️ neyse İclal Aydın gelmiş onu göreyim derken bir baktım Ekrem İmamoğlu gelmiş. Yakinen görsem de o hengameye girip resim çekmeye katlanamazdım. Seviyoruz kendilerini. Stephen King kitaplarına baktım malum bir miktar kitabını edinmiştim. Çok pahalı. Yani ortalama bir kitap 400 lira olamaz. 😶 Yarın bir daha gidip biraz daha kitap vs. alırım lakin e-kitap olayı olmasa okuma işimiz ciddi sıkıntıya girerdi.
Reklam
102 öğeden 1 ile 6 arasındakiler gösteriliyor.