Tas Kâğıt Makas; bașta basit bir "evlilik dramı" gibi görünen kitap, sayfalar ilerledikçe iși öyle bir noktaya getiriyor ki neyin gerçek, neyin yalan olduğunu anlamakta zorlanıyorsun. Kitabın en güzel yanı da bu zaten: Her sayfada başka bir seye inanıyorsun, sonra bir bakıyorsun, o da yalanmış.
Ana karakterlerimiz Adam ve Amelia, evliliklerini
kurtarmak için İskoçya'nın ortasında, ıssız bir eski
șapele gidiyorlar. Birisi onlara buraya gelmeleri için fırsat yaratmış gibi ve çiftin burada yalnız olmadığını hissediyorsun.İşin içine bir de her yıl yazılmış ama hiç teslim edilmemiş mektuplar girince hikâye daha da ilginçleşiyor.
Evlilikte söylenen yalanlar, karşındakini yeteri kadar tanıyamamak, insanı mutsuzluğa götüren bir yoldur herhalde. Adam ve Amelia için de durum böyledir, yllardır saklanan sırlar o șapelde sırasıyla gün yüzüne çıkmaya başlar.
Sonlarına doğru bir noktada tahmin yürütmeye
başlıyorsun ama Feeney öyle bir ters köse yapıyor ki, her șeyi yeniden değerlendirmek zorunda kalıyorsun. İlk başta mantıksız gelen bazı detaylar, finalde öyle bir anlam kazanıyor ki insan kendine "Nasıl fark etmedim?" demeden geçemiyor.