Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
608 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bu şaheseri okumaya başladığımda açıkçası biraz sıkılmıştım çünkü yer tasvirleri, bilgileri çok fazlaydı. Bu kitabın ana karakteri kim dersiniz şüphesiz Notre Dame. O yüzden Hugo tarihi katedrali anlatırken mürekkepten hiç kısmamaş. Zaten yazıldığı dönemde tarihi eserlere zarar verenlere bir Uyarı amacıyla yazılmış. Kitabı insan karakterleri üzerinden gidecek olursak Hugo yine insanlar üzerinde çok ince göndermeler yapmış. Bunu zaten okuyunca göreceksiniz. Herşeyden çok Quasimodo'nun masum aşkı, baş psikos Frollo'nun "Ya benimsin ya kara toprağın" deyişi tarzında sevişi, Esmeralda 'nın yüzbaşı Phoebus' a karşı büyük(bence saplantılı) sevdası ve son olarak yüzbaşının umursamazlığı... Dediğim gibi hepsi güzeldi ama mekan tasvirleri bana ağır geldi. Sindire sindire okudum kitabı.
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Antik Batı Klasikleri · 201132,9bin okunma
202 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Oğuz Atay'ın okuduğum ilk kitabı. Onu tanımak adına tavsiyeler üzerine bu kitabından başladım. Üniversite zamanında "Tutunamayanlar" ile başlamış ve yarım bırakmıştım. Bu kitabından hareketle Oğuz Atay'ın toplumda silik, anlaşılmayan, korkuları olan, yalnız insanları konu edindiğini söyleyebilirim. Korkuyu Beklerken sekiz hikâden
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,6bin okunma
Reklam
226 syf.
·
Puan vermedi
Daha ilk öyküde bende, seçme yazarların müthiş öykülerini okuyacağım fikri oluştu. Büyük bir heves ve beklentiyle okumaya başladığım bu seçki totalde beğendiğim bir kitap olmadı. İlk öyküler çok iyiydi ama sonrasında anılar öyküye dönüştürülmüş;bir manav kurnazlığını andırdı bende. Üstteki sebzeler ışıkla parlatılmış doğal sebzeler, altakiler hormonlu gibi. Bir çok öykü, dergide köşeyi doldurmak için yazılanlardan, kötü değil ama çok iyi hiç değil. Öykü hayranı biri olarak beklentilerimi karşılamadığı için hayal kırıklığına uğradım. Çok sevdiğim yazarların öyküleri kursağımda kaldı. Hoşuma giden öykülere elbet değineceğim ama öncesinde kitapta bana kar kalan şu harika şiir parçası kaldı: "Erenler zehir getirin, balınan öldürme beni Bağrıma diken batırın, gül ile öldürmen beni Hiçlik aleminde mestim, varlık sevdasını kestim Yokluk benim eski dostum, malınan öldürme beni.." Afşin Kum'un ilk öyküsünden müthiş bir korku filmi çıkar. Hatice Meryem 'in öykülerine bayıldım. İlk öyküsünde sevmeyi yanlış anlayan erkeğin bundan pes etmeyip "Ya benimsin, ya kara toprağın" aptallığı, zamanımızın sana dangalaklarına cuk diye otutmuş. İkinci öyküsündeki final sahnesi harikaydı. Kemal Varol' un öyküsü yine Arkanya'da geçiyor. Ankara değil. Keyifli okumalar
50 Şahane Hikaye
50 Şahane HikayeKolektif · Ot Kitap Yayınevi · 201758 okunma
199 syf.
9/10 puan verdi
İletişim
Kurduğumuzu sandığımız ama çoğumuzun aslında ne olduğundan haberi bile olmayan şey. Nerede başlıyor iletişim? Nerede son buluyor? "İki insan birbirini fark ettiğinde iletişim başlar." diyor Cüceloğlu. Peki kaçımızın haberi vardı bundan? Sadece konuşmak değildir iletişim, çoğumuzun düşüncesinin aksine iletişimin o kadar çok çeşidi
İletişim Donanımları
İletişim DonanımlarıDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20146,6bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
Genç Werther yerleştiği Wahlheim'da bir gün baloya giderken hanımlar onu uyarır: Biraz sonra tanışacağın kadına dikkat et kaptırma kendini." Werther buna kulak asmaz. Tanıştığı Lotte ile kısa süre içinde birçok noktada ortak zevkleri olduğunu anlayınca kendini ona kaptırır. Ancak ortada bir sorun var; Lotte, bir süredir ortalıkta görünmeyen Albert ile nişanlıdır. Albert bir süre sonra bu tek taraflı aşkın farkına varıp ufaktan Lotte'ye dokundurur ama pek fazla değişiklik olmaz durumda. Werther şehir değiştirse bile yine Lotte için şehre döner. Her geçen gün aşkı kor haline gelen Werther, Albert'in gözüne batar. Werther, Lotte için yanıp tutuşur. En başından beri olup bitenleri paylaştığı dostu Wilhelm en başından beri onu uyarıp bu durumdan vazgeçirip köyüne dönmesini ister ancak Werther ona kulak asmaz, sürekli ondan zaman ister. Werther sonunda doğru yolun bu üçlü ilişkiden çekilmek olduğunu anlar. Ya intihar edecek ya da Lotte - Albert ikilisinden birini öldürüp "ya benimsin ya kara toprağın" diyecekti. Tercihini kendisinden yana kullanıp içine düştüğü 584747. Dereceden aşk acısı ile yaşamına son verir. Kazım Koyuncu'nun dediği gibi: "Hayde gidelum hayde Dağa karayemişa Elun nişanlisina Ben nasil deyim hayde."
Genç Werther’in Acıları
Genç Werther’in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Can Yayınları · 2020121,6bin okunma
126 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
"Ya Benimsin Ya Kara Toprağın" olurdu kitabın ismi, eğer Türkiye'de yaşansaydı kitaptaki olaylar. (Özellikle de günümüzde.) Oysa kitapta, genç bir adamın, ulaşamayacağı genç bir kadına olan saygısı, bağlılığı, sevgisi öyle saf öyle temiz anlatılmış ki "Genç Werther'in Acıları" olmuş kitabın ismi. Genç Werther'in, Lotte
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121,6bin okunma
Reklam
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Roman dönemi anlatan çok güzel bir paragraf ile başlıyor: Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem de hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202359,1bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Sevme Sanatı
Sevme ihtiyacımızın temelinin, ayrılık deneyiminde ve birlik deneyimi yolu ile ayrılan kaygısından kurtulmak ihtiyacında yattığını ifade eden ve kitabın temelini bu zemine oturtan Erich Fromm aşama aşama zihnimizi sevme sanatı ile inşa ediyor. Çoğu yerde gayet akıcı ve herkesin anladığı bir üslubu benimseyen yazarın Tanrı sevgisini anlattığı bölüm biraz felsefesi kavram aşinalığı gerektirdiği için o bölüm biraz yavaş ilerliyor. Şunu özellikle söylemem gerekir ki kitapta birkaç bölüm tekrar okunup hayata tatbik edilmesi lazım. Sevginin bir tüketim nesnesi haline getirilip harcandığı bir dönemde gerçek sevginin ne olduğunu bizlere anlatıyor. Kendini sevmeden başkasını sevmenin, başkasını seviyorsan kendini sevmemenin mümkün olmadığını bir anne evladını seviyorsa bütün evlatları da bütün insanları da sevmesi ile tutarlı bir sevgi ilişkisi kurabilceğini anlatırken bizim tutarsız, anlaşılmaz görünen taraflarımıza ışık tutuyor. Bu arada yazar bulunduğu toplumu ve şu anda dünyada hakim olan kapitalist sistemi de eleştirmekten geri durmuyor. Meselenin özüne dair ifaderle bizim ufkumuzu açıyor. Yıkıcı, tahrip edici sevginin bakım (özen), sorumluluk, saygı ve bilgi eksenine oturtulunca, üretken olduğunda doğru ilişkiyi bulabileceğimizi ifade ediyor. Aslında bu bakış birçok cinayetin temel sebebine inmesi açısından önemli. Ya benimsin ya kara toprağın anlayışını kökünden kesiyor yazar. Sevmenin bir sanat olduğuna ikna olacaksınız. Ben ikna oldum. :)) Selvi Boylum Al Yazmalım'da geçen replik ne idi? Sevgi neydi? Sevgi emekti... Hayırlı okumalar
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Öteki Yayınevi · 199318,7bin okunma
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.