Gidince anladım aşkın yalanmış
Bu yalan kalbimi yaktı sevgilim
Bir tahta masada adımız kalmış
Görünce gözyaşım aktı sevgilim
Katlanırdım bil ki en derin yasa
Kolunda yabancı biri olmasa
Ayağı kırılmış o tahta masa
Senden çok vefalı çıktı sevgilim
O masa özlemle hep bizi arar
Üstünde binlerce anılar saklar
Yabancı gibi davranamazsın Aramızda mesafe yok sanal aşıklar gibi mi Bizim durumumuz
Ekseriyet Türk genci bizde pek de entelektüel bir vasatta yetişmez. Kaldı ki soyutlamaya başlayanı halk da sevmez, garipser yani, dışlar hatta istemsizce. Yabancı ve yalnız hissetmesi pek de şaşılacak şey değil yani böylesinin. Dilini konuşanı gerektir ona. Dilimi konuşan gerekiyor bana :)
Ezik mi görünüyor oradan bilmem ama ben fırsatı buldum mu tepmeyenlerdenim. Efendim benim gibi aynı yalnız bir okur olur, yahut işi kaptırmış bir nezih öbek olur; anladınız yani, hemdem-i dert, ilgi alanları seçkin arkadaş dileniyorum, DM kutum siz değerli müteşebbislere feda olsun, iletişime geçiniz..
Kendine bencil davranmayı da bilmek gerek,
Ötelediğin sen ile kalınca
Kendine yabancı gelir yüreğin..
Öyle bir yerdeyim ki;
Kendimle kavgalıyım, herkese kırgın.
Tahammülden uzak, iyi niyetime kızgın.
Ben bana yabancı, eski bana ise davacı...
“Sen benim hiçbir şeyimsin,
yabancı bir şarkı gibi yarım,
yağmurlu bir ağaç gibi ıslak,
hiç kimse misin bilmem ki nesin? “
Attila İlhan
oysa bilmiyor ki, bu yolculuktan
yollar tükense de, dönmeyeceğim
seni yaşamadan ölmeyeceğim
...
gözlerin ki, gece donanmasıdır
yoksul ve yabancı mısralarımın
Nurullah Genç
"Anlaşılamamanın korkusu sardığında bedeni, sözcükler değersizce ortalığa saçılır ve çaresizce konuşmacıyı kurtarmak için koşuşur. Çoğaldıkça birbirlerine yabancılaşır. Tıpkı sokakta birbirine yabancı olan insanlar gibi..."
Acıyla irkildin.
Gülümsedim.
Gülümsememe anlam veremedin elbette. Kimdi bu?
Ne istiyordu?
Tanımadığın biri.
Hatıralarını darmadağın etmeyi planlamış bir yabancı. Fuzuli bir beden, karşındaki. Usulca uzandım,
Bir nedeni yok, yalnızca öptüm... 446.jpg)
Küçük İskender