Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yağmur

odamızı seçerken neye dikkat etmeliyiz:
Gerekirse çekinmeden kendimi aşağı atabileceğim yükseklikte, olabildiğince yukarı kattaki odalardan biri olsun, dedi Mercier.
Reklam
kehkeh
Yağmurluğunu al, dedi Camier. Of, şeker değilim ki eriyeyim, dedi Mercier.
Umutsuzluğa kapılmayalım, dedi Camier, yaşama güvenelim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
breaking the 4th wall
Camier kemerden ayrıldı ve karşı kaldırıma geçmeye koyuldu. Mercier onu geri çağırdı ve aralarında bir tartışma başladı, öylesine aptalca bir tartışmaydı ki sizlere aktarma saçmalığında bulunmayacağım.
Döşemenin üzerinde yatacağım ve günün ağarmasını bekleyeceğim, dedi Mercier. Açık gözlerimin önünden birçok görüntü ve yüz geçecek, çatıya düşen yağan yağmur hayvan pençeleri gibi gürültüler çıkaracak ve gece bana renklerini anlatacak. İçimde kendimi pencereden aşağı atma isteği uyanacak ama bastıracağım bunu.
Reklam
Neler düşlüyorsun Mercier? Varoluşun dehşetini, ama netleşmiyor görüntüler, dedi Mercier.
Herkes kendisi, Tanrı da herkes için, dedi Mercier.
Artık her şey yolunda mı? dedi Camier. Hayır, dedi Mercier. Peki yoluna girecek mi? dedi Camier. İnanıyorum, dedi Mercier, evet, inanıyorum buna, kesinkes olmasa da, ama inanıyorum, evet, her şeyin sonunda yoluna gireceği o günün geleceğine.
Bu öldürülme mesleğini icra ederken nazlanmanın âlemi yoktur, sanki yaşam kaldığı yerden sürüyormuş gibi davranmak gerekir, en zor olanı da budur zaten, bu yalan.
Sayfa 52
Celine?....
Gündüz vakti, sevimsiz bir küçük kırsal bölgenin ortasında dikkatinizi bile çekmemiş olan küçücük önemsiz bir mezra, yandığında nasıl bir etki yaratır, bilemezsiniz! Sanki Notre-Dame birader!
Sayfa 46
Reklam
ŞÖVALYE: Tanrım, ey bir yerlerde olan, bir yerlerde olması gereken, acı bize.
JÖNS: [...] Aşk nezle kadar salgındır. Direncini, bağımsızlığını, varsa, yürek gücünü yer bitirir. Bu kusurlu dünyada her şey kusurluysa, kendi kusursuz kusurluluğu içinde en kusursuz olanıdır aşk.
Sayfa 70
Kendim.
MIA: Doğru, pek mutlu görünmüyorsunuz. ŞÖVALYE: Öyle. MIA: Yorgun musunuz? ŞÖVALYE: Evet. MIA: Neden? ŞÖVALYE: Sıkıcı biri var yanımda. MIA: Silahtarınızı mı demek istiyorsunuz? ŞÖVALYE: Hayır, o değil. MIA: Kimi demek istiyorsunuz öyleyse? ŞÖVALYE: Kendimi.
Sayfa 59
KEŞİŞ: [...] Biliyor musunuz ki, ey vurdumduymaz budalalar, hepiniz yargı giydiniz, bugün yarın öleceksiniz, ya da öbür gün?
Sayfa 50
2.113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.