Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu kalabalık bunaltıyor artık. Varlıkları değil, sesleri. Koca bir gürültü koca bir kıyamet, asıl duymamız gerekenleri gizliyor gibi. Ayhan Geçgin, "İnsan sesinin olmadığı bir yere gitmek, durmak, sadece boşluğu dinlemek istiyorum. İnsan sesi, dinlemem gereken şeyi işitmemi engelliyor." der. Öyle bir his sevgili okur: Kısacık bir
Baruch Spinoza
"Dua etmeyi ve boşuna göğsüne yumruk atmayı bırak! Yapmanı istediğim tek şey, dünyaya çıkıp hayatının tadını çıkarmandır. Eğlenmeni, şarkı söylemeni ve senin için yaptığım her şeyin tadını çıkarmanı istiyorum. Kendi inşa ettiğin tapınaklara gitmeyi de bırak. Oraların benim evim olduğunu söylüyorsun! Benim evim dağlarda, ormanlarda,
Reklam
Beyaz dilekçe Rahmân ve Rahîm olan adına sığınarak Açtım iki elimi : Kor gibi iki yaprak... Bir edep ölçeğinde umutlu ve utangaç, İşte dünya önümde; benim ruhum sana aç. Bu seğriyen ellerle senden seni isterim, Senden seni isterken canımdan çıkar terim. Sana âşık ruhumdur merceği yakan ışık, Gözlerim cemâlini görmeden de kamaşık. Bir mirasyediyim
Bir erkeğin kaleminden ilginç bulduğum bir yazıyı sizlerle paylaşıyorum
Annelik kutsal mı? Annelik bir roldür ve bir Kadın tek bir rolden ibaret değildir. ● Tek role sıkıştırılan bir hayat, ● Gizli depresyonlar, ● İfade edilmemiş öfkeler, ● Aralıklı patlayan 30 40 yaş sendromları doğurur. Kutsallaştırdıkça; çocuk sahibi bir kadını kendisi olmaktan, kendi amaçlarını gerçekleştirmekten, varoluşunu
Hayattan Kesitler
Gün gün yaşadığımızı sanırız ancak her an ölüme bir adım daha yaklaşırız. Yaşamla kucak kucağa olduğumuzu farz ederiz ancak aslında ölümle burun buruna kalan ölümlü canlarız. Bir nefeslik ömrün gerçek özneleriyiz, soluğu kesilince ölümü tam tadan hakiki fanileriz. Ve öylesine zengin gözüken yoksullar, öylesine umutlu bakan umutsuz vakalarız.
Yanlış adım atmayın diye indi her kitap, Sana açılan eli, geri çevirmezsin Rab.
Bahaettin Karakoç
Bahaettin Karakoç
Reklam
Sonra kırmızı bir kapının önünde duruyorum. Yorgunum... çok yorgun, şimdi açılacak da kapı içeriye gireceğim diyorum. Son bir adım atarsam kendimi içeride bulacağım sadece son bir adım. Ama ben adım attıkça uzaklaşıyor sanki kapı. Ben mi duruyorum yoksa kapı mı uzaklaşıyor anlam veremiyorum. Oysa hareket ediyor ayaklarım etmeselerdi bilirdim. Çıkıyor karşıma yine bilindik o gölge! Simsiyah karabulut gibi. Yanlış kapıda duruyorsun diyor Korkunç gök gürültülü sesiyle. Kahkahalar atıyor halime.
D. A
D. A
Hiçbir zaman umut ağacının dalına ipimi bağlamamam gerektiğini yine ve yeniden hatırlatıyor hayat bana. İşte diyor insan unutmak güzel bir yerde fakat hayattan alınan dersler hiçbir zaman unutulmamalı. En korunaklı deftere en kalıcı mürekkepler ile yazılmalı. Yanlışa düşmek elbette Ademeoğlunun kaçınılmaz sonudur, bunu adım gibi bilirim. Bildiğim
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.