günler öylece kendi kendine geçsin diye
bir camın arkasında durdum
bana dokunmasın hiçbir şey
hiçbir şey yarama merhem olmasın
iyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye
bir camın arkasında durup
akan hayata ve zaman baktım.
bilirdim, biliyordum, biliyorum,
bittiğinde, geçtiğinde,
azaldığında sızı, iyileştiğimde,
o saman tadıyla karıştığında;
her şey daha acı olacak.
Sarı saçlarına deli gönlümü,
Bağlamışım çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü,
Görmeyince sezilmiyor Mihriban...
Yar deyince kalem elden düşüyor,
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor,
Lambada titreyen alev üşüyor,
Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban...
Tabiplerde ilaç yoktur yarama;
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama,
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban...
Boşa bağlanmamış bülbül gülüne,
Kar koysan köz olur aşkın külüne.
Şaştım kara bahtın tahammülüne,
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban...
Tarife sığmıyor aşkın anlamı;
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban...
Unutmayınız ki sırtlanlar arkadan dolanır, hainler karanlıkları sever, yarasa güneş görmez, hırsız geceyi ister. Çarkı dönmeyen kuyu kurur, çalışan beyin ışıldar, çalışmayan beyin köleliğe mahkûmdur.