Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana "bu benim şarkım bak" diye dinlet. Birgün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse seni hatırlasın .
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünyada bunu illaki birtek sen kullanmayacak son .Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa "acaba
Tolstoy, bu kısacık ama etkili romanını sanki önce ölmüş, sonra da tövbeestağfurullah, İvan İLYİÇ kimliğiyle dirilip yazmış gibi. Ölüm döşeğindeki hasta bir adamın acılarını ve o ölüm anını başka türlü yazıp hissettirmesinin başka bir açıklaması ''büyük yazar'' olmasından mı? Tamam, o da olabilir ama ilk söylediğim sanki daha mümkün :) Kitabı
Bir takım sıkıntı ve sorun ile karşılaştığınızda karşınızdaki kişi yada kişiler sizi teselli edici sözler sarf edecekler.
Takılma, umursama, değmez, sen değerlisin, sen önemlisin, senin yerin ayrı, sen izin verdiğin için oluyor bunlar, olmasi gerekiyormuş, yarın senin ile olmayacak sorunlar bunlar, o kaybetti seni, sen kazandın, sevmiyordu,
Tarık Akan tek kitabıyla insanı sarsıyor,hırpalıyor. Aslında ne kadar ünlü olursan ol yada ne kadar ortalamanın üstünde yaşarsan yaşa kimsenin ne yaşadığını tam anlamıyla anlayamıyoruz. Tarık Akan anlamamız için yaşadığı haksızlıkları, acıları ölmeden kitap haline getirmiş. İyi ki de yazmış.
Türk milleti için acı dolu yıllar. Utançla örtülü. Kim bilir hikayesini anlatamadan kaç kişi öldü , öldürüldü.
Kitap 80 darbesinden sonra Tarık Akan'ın yurtdışında yaptığı bir konuşmayı aslının çok farklı bir biçiminde dönemin gazetesi tercüman yayınlıyor. Yalancı şahitler ile olay iyice kızışıyor. Ve yazarımız Türkiye 'ye döndüğü gibi uçaktan iner inmez tutuklanıyor. Önce siyasi şubeye, daha sonra selimiye kışlasına. Bu arada yaşadıklarını üstü kapalı, neredeyse sansürlü bir şekilde anlatmış yazar.
Yol filminden de çok sık bahsedilmiş. Anı kitaplarını pek hazetmezdim. Ama fikrimi değiştirdi bu kitap. Tavsiye ederim.
İyi okumalar...
Çok karanlık , Çıt yok , Üşüyorum, Korkuyorum
Doğrulamıyorum ,çok ağır üzerimde bir şey örtülü .
Bi ses var : yoksa birazdan bedenimi kemirecek olan haşerelerin sesi mi ,yada birazdan çürümekte olan organlarının patlama sesimi ? Nerdeyim ben ! Öldüm mü ! Ses yok Ölmüşüm ...
Çok karanlık çünkü ;elektrikler gitmiş etraf zifiri karanlık .Çıt yok çünkü ; saat gecenin biri herkez uyumuş .Üşüyorum çünkü aylardan kış ,odam buzhane gibi dişlerimin zangırdamasından dişlerimin kırılacağını hissediyorum .Korkuyorum çünkü ; düşüncerim beni esir aldı kalp atışımı duyuyorum o kadar ısızsız ki bu beni ürkütüyor.Doğrulamıyorum çünkü ; üzerimde kafama kadar çektiğim çok kalın bir yün yorgan var beton gibi ağır . Bir ses var ,büyük ihtimalle odamdaki bir çift farenin tartışmaları.. Yaşıyorum demek !
Yaşıyorum ama nasıl ? Bu hayatı nasıl yaşacağımız tamamen bizlerin elinde
(Ya ölü gibi yaşa ve öl ) yada ( yaşayarak yaşat ) hep iki yol var olur önümüzde seçenek bize bağlıdır .
Evet veya hayır - iyi veya hayır - cennet veya cehennem-sağ veya ölü-....
Tarafını seç çünkü sen neyi seçersen oda seni seçer !
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye anlat. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.”
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bi illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa “acaba burada mı?” diye kokuyu
SON VEDA
Şimdi MutLu Musun? (BiLemediLer...)
Olur ya bir Gün tüm yüreginle bana gelmek icin yollara düsersen, seni seviyorum demeyi hayal edip, bende seni seviyorum diye haykirmak istersen, sakin üzülüp gözlerinden iki damla yas akmasin...Bu sözü duyabilmek istediginde ya musalla tasinda yatiyor olacagim, yada bir mezar tasinda adimi