BEŞ PORTAKAL ÇEKİRDEĞİ 82-90 yılları arası Sherlock Holmes vakalarıyla ilgili aldığım notlara bakınca, o denli çok sayıda garip ve ilginç olaylar olduğunu görüyorum ki aralarından birini seçmekte zorlanıyorum. Bazıları gazetelerde yayımlandı, bazıları ise hiç gün ışığı görmedi. Benim amacım da bu ikincileri anlatmak. Kimi vakalar, Holmes'un
Yaz sonu Ankara'ya nasıl döndüğümüzü pek anımsamıyorum ama babamın gazete çıkarmak üzere İstanbul'da kalacağını ve ben ilkokulu bitirince de annemle birlikte İstanbul'a taşınacağımızı biliyorum. Açıkçası babamın bakanlık emrine alınmasının üstelik bir de İstanbul'da gazete çıkaracak olmasının önemini kavramış değilim henüz. Ancak, Marko Paşa
Reklam
Annie Acil serviste işim bittiğinde neredeyse gün doğuyordu. Eve döndüm. Christine'e, artık ona ihtiyacım olmadığını, defolup istediği kişiyle evlenebileceğini, başkasını bulduğumu söylemeye hevesliydim. Fakat evin kapısını açtığımda o çoktan gitmişti. Üzgün hissetmek istemiyordum ama yarısı boş dolapları görünce kendimi tutamadım. Ancak Faith
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup Bunu kendine üç kere söyledi Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım Ben, yani Yakup, her türlü çağrılmanın olağan şekli Daha hiç çağrılmadım Biri olsun "Yakup!" diye seslenmedi hiç Yakup! Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım Ve içimden durgun
Naciye Sultan'ın Enver Paşa'ya yazdığı, 1919, 2 Kânûnısânî [Ocak] 336 (1920), 14 Kânûnısânî 336 (1920) tarihli mektuplarda: “Bana gel diyorsun, fakat düşünmüyorsun ki, yaşadığım muhit eski İstanbul değil. Bir cehennemdir. Muhakkar, metruk bir kadının yardımcısı Allah'tan başka kimse olamaz. Zamanında bana tapan insanlar, şimdi beni tarassutla
194 syf.
9/10 puan verdi
“Ve bu havlu Muryevo’daki yatak odamda uzun yıllar asılı kaldı, sonra da benimle birlikte seyahatlere çıktı. Sonunda eskidi, aşındı, yırtıldı ve yok oldu, tıpkı anıların da aşınıp yok olması gibi.” Bulgakov’u çok seviyorum çok, hem ağlatıp hem güldüren nadir yazarlardandır ve bunu yapmak sanırım bir yazar için dünyanın en zor şeyi. Nadiren bir kitabı bir günde bitiririm, bu kitap beni kendine esir edenlerden oldu. Güldüm, hüzünlendim, içim parçalandı ve düşündüm; insanoğlunun içindeki karanlığın hemen yanında duran aydınlığı düşündüm. Kendini insanları kurtarmak için feda eden güzel yürekli insanları düşündüm, diğer tarafta da savaşı kazanmak uğruna kadın, çocuk demeden kan döken insanları, tam bir paradoks. Kitabın dili beni o kadar etkiledi ki -aynı şeyi Köpek Kalbi’nde de yaşamıştım- sanki arkadaşımın anılarını okuyor gibi oldum. Kitabın iyi olduğunu zaten tahmin ediyordum, Genç Bir Doktorun Not Defteri’ni izledim çünkü fakat dizinin kitabın sadece bir hikayesinden; Morfin’den uyarlandığını görmek beni çok şaşırttı. Asıl olaylar Doktor Bomgrad’ın başından geçiyor ve umarım birgün onları da izleme şansımız olur. Kitabı özellikle doktorlara ve doktor adaylarına tavsiye ediyorum -ki olayların aslında Mihail Bulgakov’un anıları olduğunu belirtmek gerek kendisi bir tıp doktoru idi -, okuduktan sonra diziyi de izleyin muhakkak, ikisi de kendi dallarında çok başarılı iki şaheser benim gözümde. Tüm fedakar insanlar, ruhunuz şad olsun. Bu arada kitabın çevirisi şahane, alacaksanız #dipnotyayınları versiyonunu tavsiye ederim.
Genç Bir Doktorun Not Defteri
Genç Bir Doktorun Not DefteriMihail Bulgakov · Dipnot · 201925k okunma
Reklam
236 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.