Merhabalar. Bu sefer herkesin merak ettiği, okumak istediği ve popüler kitaplardan birini inceleceğim. Eğer kitabı alacaksanız veya alıpta daha okumadıysanız, beklentinizi düşük tutmanızı önerecektim fakat sonu beni öyle bir şaşırttı ki dilim tutuldu. Kitabın konusuna değinecek olursak Nazlı isimli ana karakterimiz derslerinde başarılı bir karakterdir. Notlarını yüksekte tutmayı kendine görev edinmiştir fakat İngiliz Dili ve Edebiyat'ı dersinde notları oldukça kötüdür. Ne kadar düzeltmeye çalışsa da başaramaz. Sonrasında onun notlarını geçen biriyle karşılaşır ve bu durumdan memnun kalmaz haliyle. Dersin öğretmeni ise Nazlı'yı dersin birincisiyle yani Ezel ile proje ödevini birlikte yapmalarını ister. Bir yandan da Nazlı'nın geçmişi ve hatıraları onu rahat bırakmaz. Kitap bu şekilde başlamasına rağmen olay fazlasıyla karışık bir hal alıp kafanızı karıştıracak. Ayrıca kitabın sonlarında Nazlı'nın, yazarın "Bugün Adımı Sen Koy" kitabının ana karakteri ile karşılaşması beni çok mutlu etti ve o sahneyi yüzümde bir tebessümle okudum. Kitap, sözleri ile sizi büyüleyecek kadar güzeldi ama yine de bazı sahnelerde Nazlı beni hayal kırıklığına uğratmadı değil. Bir sonraki kitap incelemesinde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.
Öncelikle merhaba. Bu uygulamaya yeni katılan bir üye olarak, önceden okuduğum kitapları eleştirmeye ve ilk olarak Warcross'la başlamaya karar verdim. Warcross oldukça farklı bir bilim kurgu kitabı aslında. Konusu ise Emika isimli ana karakterimizin, ev arkadaşıyla paylaştığı evin, kira ve ihtiyaçlarını karşılaması için çalıştığı işte, başarısız olmasıyla başlar. Ardı ardına gelen talihsizlikler sonucunda ana karakterimiz Emika Chen çok riskli bir işe kendini atmaktadır. Planı ise Warcross adlı fazlasıyla ünlü sanal gerçeklik oyununa izinsizce girip, pahalı bir eşyayı alıp satmaktır. Fakat işler beklediği gibi gitmeyince işin ciddiyetini anca kavramıştır. Saatler geçse bile durulmayan telefon çağrılarıyla iyice panikleyen Emika, en sonunda telefonu açmaya karar vermiştir. Warcross oyununun kurucusu Hideo Tanaka ona sinirlenip adalete teslim etmek yerine onun tüm borçlarını karşılayıp, Tokyo'ya kendi ofisine davet etmiştir. Kitap kesinlikle akıcı ve sizi sürekli içine çekiyor. Kendinizi Emika'nın yerindeymiş gibi hissediyorsunuz. Ayrıca kitabın hoşuma giden yanlarından birisi de kitaptaki ana karakterlerin çok kurnaz ve zekice davranıp hareket etmesi ve mantık çerçevesi içindeki düşünceleriydi. Gerçekten uzun bir süre tahammül edemeyeceğim kitap karakterleri okuduktan sonra bu kitap, ilaç gibi gelmişti. Kitabın kötü çıkacağından endişe duysanız bile alıp okumanızı tavsiye ederim. Farklı bakış açıları katacağına eminim. Sağlıkla kalın, umarım kitabı okumayı tercih edersiniz.
