Dünya aydınları olduğumuz kadar topraklarımızın ve geleneklerimizin çocuklarıyız. Bu topraklarda ne pahasına vücut bulduğumuzu, unutmuyor, ama Hubble Teleskopu'yla evrenin derinliklerine cezbolan, dünya aydınları olmaktan geri durmuyoruz. Bu çerçevede insan aklının, hala daha ona can veren kozmik bilincin çok gerisinde olduğunu izlemekten, içimiz eziliyor. İnsanoğlu'nun o bilince yetişmesine, karınca kararınca olsun, omuz vermekten gurur duyuyoruz. Fikrimiz hür, irfanımız hür, vicdanımız hürdür... Hür yaşadık, hür yaşarız! Çünkü Bizim Karakterimiz, Bağımsızlıktır! ..
Peki, ABD neden sürekli İran'ı vurmakla tehdit ediyor? Tahran'ı korkutup savunma refleksi le nükleer silah araştırmalarına vöneltmek için. Bövlece petrol sanayini geliştirmesi ve kalkınmasını sürdürmesi için gerekli kaynakları silahlara harcatıp, İran'ıı ekonomik ve sosyal olarak çökertmek istivor.
Tarih yazıcısı, sağduyunun artık hiçbir modern olaya uymayan basmakalıplaşmış, değerini kaybetmiş kuralları ile ideolojilerin çılgın iddiaları arasında yolunu bulmak zorundadır -bu da demektir ki hoşuna giden birçok alışkanlığından ve yönteminden vazgeçecektir. Korkuluklara tutunmadan düşünmeyi öğrenmek zorundadır.
Ne var ki terör, gelişiminin ancak son evresinde arı bir yönetim biçimi haline gelir. Totaliter bir rejim kurmak için, terörün belli bir ideolojinin gerçekleştirilmesinin aygıtı olarak sunulması gerekir; ve bu ideoloji, terör devamlı ve istikrarlı bir yapıya kavuş turulmadan önce, çokluğun, hatta çoğunluğun taraftarlığını kazanmış olmalıdır.
Dil, tarih, hafıza, kültür, cinsiyet, kimlik ve ırk gibi kavramlar genetikbilimle yepyeni bir boyut kazanabilirdi. Hayallerin en uç noktasında, bu yeni bilim normalliğin bilimi haline gelebilirdi: sağlığın, kimliğin ve yazgının bilimi.
Büyük güçler ve devletler, kendi ideolojilerini haklı çıkarıp destek bulmak için genlerin ve kalıtımın dilini ödünç almışlardı. 20.yüzyılın ortalarında, gen -veya varlığının inkarı- çok güçlü bir siyasi ve kültürel araca dönüşmüş, tarihteki en tehlikeli fikirlerden biri olup çıkmıştı.
"İnsan bir gücü keşfetmişse ona mutlaka başvurur," diye yazdı Bateson endişeli bir dille. "Kalıtım bilimi yakında muazzam bir güç sunacak. Ve ülkenin birinde, belki de çok uzak olmayan bir gelecekte, o güç bir ulusun bileşimini kontrol etmek için kullanılacak. Bunun o ulus için ve genel olarak insanlık için iyi mi yoksa kötü mü sonuçlanacağı ayrı bir soru." Bateson genin asrını herkesten önce görmüştü.