"Ama gerçekten de insanlar doğanın yüceliğini daha derinden duyabilseler, onun güzelliğine dalarak kendilerini unutabilseler, kötülük de üzüntü de azalırdı"
"Söyleşmeye teşebbüs bile etmiyordu insanlar. Karşılıklı konuşmayı, kişisel ya da toplumsal bir konu üzerine yoğunlaşarak tartışmayı, hiç değilse bir şeyin içyüzünü kavramanın getireceği anlık parıltıyı yasamayı istemiyorlardı."
"Hayatında ilk defa özgürlüğün nasıl bir şey olduğunu anlıyordu; varlığın kendisiydi,hiçbir sınırı yoktu,özgürlük,insanı bu dünyaya ayaklarından bağlı olan benliğinin üzerine yükseltiyordu..."
"Kötü,iyinin eksikliği miydi?-düsüncelerinin peşinden gidiyordu. Tıpkı tuzlunun tatlının eksikliği,kederin neşenin eksikliği ya da siyahın beyazın eksikliği olması gibi bir şey miydi?"
"Aşk, yalnızca hayatın anlamı değil,bütün duyargalarıyla varlığı kuşatandı; güneşin doğmasının ve gökyüzündeki yıldızların oldukları yerde kalmasının nedeni aşktı. Ve aşk tanrısal esinle yazılmış şiirlerde bulunabilirdi."