'Bu hülyadan sonra kafamda, ordumuzu ötesinde berisinde ince serviler ve çamlar görünen engin bir meşe ormanı halinde görüyordum. Gölgeleri ezeli, gövdeleri namağlup, dalları hülyayla çok ciddi ve deruni bir ıstırapla dolu bir orman. Koca dünya bunu mütemadiyen biçiyor, büyük ağaçlarını yere seriyor. Fakat yere dökülen tohumlardan daha zengin genç bir orman fışkırıyor.'Bu orman İzmir'e girecek'.
Sayfa 142