Balzac, Dickens ve Dostoyevski.. Üç ayrı ustayı bir diğer usta Stefan Zweig’ın kaleminden okuma şansına eriştiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
Yazarları kendi dönemleri ve coğrafyaları içinde anlatarak, içinde bulundukları dönem ve zamanın izlerini nasıl taşıdıklarını gözler önüne sermiş ve bize bu büyük ustaların eserlerini çok farklı açılardan değerlendirerek okuyabilmemiz için kılavuzluk etmiştir Zweig.
Kitap Balzac ile başlamakta Napolyon’un Balzac’ın kalemine etkisi ele alınmaktadır daha çok.
Charles Dickens burjuvazinin sembolü olarak ifade edilmiş, İngiltere Victoria çağının Dickens’ın eserlerine etkisi üzerinde durulmuştur.
Dickens ile ilgili şu ifade aslında bir nevi Dickens’ın özeti olmuştur:
Doğru zamanda gelmiş olması onun ününü doğurdu, bu gereksinim tarafından boyunduruk altına alınmış olması ise trajedisi oldu. sf 55 (Böyle bir analizi de ancak Zweig yapabilirdi)
Ve sona Dostoyevski saklanmış, çok katmanlı karakterlerin yaratıcısını incelemekte haliyle teferruatı zorunlu kılmıştır. Yazarla ilgili öyle analizler, öyle tahliller yapılmıştır ki bundan sonra eserlerini okurken bambaşka bi gözle okunmasına etkisi büyük olcaktır.
Eserlerin daha iyi anlaşılması için önce yazarlarının incelenmesi gerektiği göz önünde bulundurularak bu büyük eserin kesinlikle okunacaklar listesinde baş köşeyi hakettiğini düşünüyorum ve ilk inceleme yazıma burada son veriyorum