Bu bir tabu kitabı. Bakın konusu çekmeyebilir, iğrenebilirim, öyk möyk derim ama kitabın olayı zaten bir tabuyu fantezi olarak sunmak olduğundan okuduğum herhangi bir kitabı eleştirdiğim gözle eleştirmem. Çünkü bangır bangır ben bu amaçla yazıldım diyen kitabı ne diye okuyorsun derler adama. FAKAT bu kitap tabu fantezisi olmanın ötesine geçmeye çalışmış. Zorlamış. Çok fazla tema eklemiş ve bunlar birbiriyle çelişiyor. Yazarın tecavüz, cinayet işleyen gizli cemiyetlerin olduğu bir arka plan seçmesi büyük hata. Bunlar gerçek hayatta da varlar. Müstehcen bir kitapta bunu işlemek bu suçları hafife indirgemektir. Erkek karakter tecavüzcüleri avlıyorken kendisi de aynı haltın laciverti. Okuyucuya hem ahlaki bir kaygı verip hem de ahlaki kaygın olmasın dersen o iş böyle yürümez.
Perilerin varlığı bilinen bir dünyada 1909 yılında Cambridge Üniversitesinde perilogoji bölümünde profesör olan Emily Wilde 10 yıldır daha önce kimsenin yapmadığı genel ve detaylı bir peri ansiklopedisi üzerinde çalışıyordur. Ansiklopedinin son kısmı için daha önce kayda alınmamış bir peri halkını incelemek için saha araştırmasına Ljosland'e
Fırtınaışığı Arşivi'nin, Cosmere içinde dahi çok geniş ve detaylı bir dünyası var. Serinin ilk kitabı olarak Kralların Yolu'nun Roshar'ın temellerini sıkı atması gerekiyor. Bu sebeple bu kitap koca bir giriş eseri. Kitabın ilk yarısında farklı yerlerde ve farklı pozisyonlarda olan karakterlerin bakış açılarından sürükleniyoruz. Ben
Kralların Yolu ikinci kısımda artık dünyası Roshar'a ve karakterlere alışmaya başlamışken olaylar daha hızlı gelişip birbirine bağlanıyor. Kaladin ve kardeşine geçmişte ne olduğunu, Kaladin'in neye dönüşüyor olduğunu, Dalinar'ın görüleriyle ilgili attığı adımların (ki bu süreçte Dalinar ve Adolin'i çok sevdim) ve Shallan'ın planının sonuçlarını, en sonunda da Jasnah'ın neyin peşinde olduğunu öğreniyoruz. Ve daha neler neler. Hatta canım yazarım tüm bu hengamede Dalinar ve Navani'nin ilişkisini bile muazzam ilerletti.
Pek çok olay olsa da çok sakin bir anlatımı vardı. Bu da tehdidin boyutunu arttırıyor. Çünkü birden okuyucu olarak herkesin her şeyden bihaber yaşadığını fark ediyorsunuz. Tüm karakterler yapbozun bir parçasını elinde tutuyor. Peki yapboz birleştiğinde ne ile karşı karşıya kalacaklar? Kitabın sonunda bu sorunun cevabına dair minnacık bir kırıntı bile heyecanla nefesimi kesmeye yetti.
"Antik zamanlarda, krallığına barış getiren bir adamın çok büyük bir değer taşıdığı düşünülürdü," dedi Jasnah. "Bugün aynı adam bir korkak olarak aşağılanıyor."
Kapitalizm ve sistem eleştirisi yapmayan genel bir uygulama eleştirisi yapan bir kitap. Ahlaki eleştiri de yok denecek kadar az ama o da bizim anladığımız bir ahlaki eleştiri değil. Sistemi çökertecek kadar yapmayın eleştirisi. Kapitalist sistem kolektif bir akılla yönetilmeli, bireysel kapitalizm olmamalı diyor basitçe. Stiglitz'in temel
Fransa Kralı XIV. Louis'nin danışmanı Jean-Baptiste Colbert rivayete göre şöyle demiştir: "Vergilendirme sanatı mümkün olan en fazla tüyü, kazı mümkün olduğunca az bağırtarak yolmayı içerir."