Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

A. Erol Göksu

A. Erol GöksuHasret yazarı
Yazar
6.3/10
4 Kişi
39
Okunma
2
Beğeni
2.391
Görüntülenme

A. Erol Göksu Gönderileri

A. Erol Göksu kitaplarını, A. Erol Göksu sözleri ve alıntılarını, A. Erol Göksu yazarlarını, A. Erol Göksu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan bilgiyi sadece üniversitelerde, doçent ve profesörlerden öğrenemez. İnsan, yoldan geçen sıradan bir insanın bir tavrından, davranışından da azımsanmayacak bilgiler öğrenebilir. Maddi ve manevi olarak büyümek, bilgimizi genişletmek ve dünya üzerinde olumlu bir etki yaratmak amacıyla çabalamak için, en azından kendi kendimize içimizden meydan okuyabilir, darağacımızdaki bilgilerimizle rekabete girebiliriz.
Sayfa 28 - Az KitapKitabı okuyor
Dünyada anlamsız olan en önemli olgulardan biri de savaşlardır. Savaşlar, genellikle ülkelerin güç gösterisi, ekonomik kazanç ve toprak elde etmenin bir yolu olarak görülür. Ayrıca saldırgan ülkelere karşı alınan tehditlere karşı savunma yapmak ya da anlaşmaya varılamayan bazı sorunları çözmek için de ortaya çıkar. Zaten savaşın tek gayesi, saldırganlara karşı ülkesini ve o ülkenin halkını koruma amaçlı olmalıdır. Yine de savaşlar, nihayetinde anlamsızıdır. Gerçek ve kalıcı güvenlik ya da barış getirmezler ve daha iyi dünya yaratmazlar. Güya özgürlük adına yapılan savaşlara katılan güçsüz ülkeler, sonrasında mutlaka bir başka üstün ülkenin kuklası ya da maşası olmaktan zor kurtulur.
Sayfa 27 - Az KitapKitabı okuyor
Reklam
Felsefe-Düşünce , Deneme-İnceleme
Son sözü söyleme yetkisinde bir otoriteye sahip olmak, ünlü olmak, zengin olmak, sanki tüm engeller kolayca aşılabilirmiş gibi insana gurur ve kaprisle dolu bir yenilmezlik duygusu verebilir. Ancak en büyük gerçek, insan ne kadar güçlü ve başarılı olursa olsun, ölümün her zaman her gücün üstünde olduğudur. Hani meşhur bir söz vardır, ''Ölmezse Sultan Süleyman ölmezdi'' diye. Yani servet sahibi olmak da, çok ünlü olmak da, fiziki olarak en güçlü olmak da yetmiyor; ölüm insanoğlunun aciz bir kul olduğunu gözler önüne seriyor.
Sayfa 45 - Az KitapKitabı okuyor
Yalnız teknolojiyle uğraşmak bilim değildir, teolojiyle yada başka bir tanımıyla ilahiyatla uğraşmak da bilimdir. Her şeyi yoktan var eden Yaradan'ın Allah'ın bilimidir; yani Yaradan'ı bilme bilimidir. Kimse tarafından değiştirilemeyecek olan son noktayı ve o noktadan sonrasını düşünmek için hiçbir teknolojinin gücünün yetmeyeceğinin bilinciyle, hayat üzerine yapacağımız felsefe sorularıyla hedef belirleme ve amaç yollarını bulma pek de zor değil: Hele ölümden döndüğünü ve Allah'ın kendine yaşamak için bir fırsat daha verdiğini düşünen bir insan bunu daha iyi fark edebiliyor.
Sayfa 44 - Az KitapKitabı okuyor
Hepimiz bu dünyada misafiriz. Aşık Veysel'in de dediği gibi, ''İki kapılı bir handa, gidiyorum gündüz gece''. Evet, hayata başlangıcımız doğum ve bu hayatta geçip gidişimiz ölüm. Sadece herkesin alnında yazılı ömür süresince bu dünyada kalıyoruz. Bu ''iki kapılı han'' hayatın amacını ve yaptığımız şeyleri sorgulamamamıza neden olabilecek felsefi bir kavram olabilir. Hayatın geçici olduğu, büyük bir emek ve çabayla yaptığımız bazı şeylerin, kalıcı olmayacağı düşüncesiyle kendimizi bunalmış ve bir boş vermişlik içinde hissetmek: kolaya kaçmak, tembelliğe düşmek, kaderciliğe soyunmak ve inançsızlığa sapmak olur. Bilinen bu gerçeklerin ışığında, hayatın geçici olduğunu anlamak, aslında daha bilinçli ve daha bütün bir amaç için yaşamımıza yardımcı olabilir. Bazı türkülere bile yansıyan ''yalan dünya'' kavramlarının ritminden de hareketle eğer bu dünyanın geçici olduğundan eminsek, ebedi olduğuna inandığımız öbür dünyamız, yani ahiret alemi için çalışmak çok daha anlam kazanır.
Sayfa 30 - Az KitapKitabı okuyor
Hayat için söylenmiş öyle anlamlı sözler var ki, insan bir cümlelik bir sözle sanki hayatın anlamını çözmüş gibi oluyor. Sayfalar dolusu kitaplar değil, bir tek cümle bile bazen her şeyi anlatmaya yetiyor. Bunun için atasözlerini, hadisleri okumak ve anlamlarını değerlendirmek en büyük örnektir. Bir özlü söz, ''Ölmeyecek gibi bu dünya için çalış; yarın ölecekmiş gibi de öbür dünya için çalış'' diyor. Ne kadar derin bir anlamı var. İlk bölümüyle boş vermişliğe, karamsarlığa, tembelliğe, karşı çıkan bir mesajı var. İnsan yaşadığı sürece ve gücü yettiği oranda çalışmalı. İkinci bölümünde ise, imanı olan için ahiret aleminin mesajını veriyor. İbadetlerin anlamının ve yapılan her şeyin bir hesabının verileceğinin uyarısı yapılıyor. Bu uyarı ki, insanın kötülüklerden sakınmasını sağlayabilir.
Sayfa 12 - Az KitapKitabı okuyor
Reklam
Aslında yaşanılan hayatın ve zamanın değerini çok iyi bilmek gerekir. Zaman öyle çabuk geçiyor ki, sanki kızgın bir ateşin üzerine konulmuş bir buz parçası gibi eriyip bitiveriyor. Bunu en iyi anlayan, en iyi anlatabilen yaşlı kişilerdir. Yaşı yüz bile olmuş olsa, geçen zaman ona sanki daha dün gibi gelir. Hele objektif bir şekilde bakınca, bir çok şey öylesine anlamsız ki.. Hele böylesi anlamsızlıklara kapılıp kalmak ise anlamsızlığın artık en anlamsız noktası.
Sayfa 10 - Az KitapKitabı okuyor
İşte hayat denilen ömür bu kadar kısa. bir anda her şey yok olabiliyor. Kapanan gözler bir daha açılmayabilirdi.
Sayfa 8 - Az KitapKitabı okuyor
Eğlenmek, gezip tozmak, maçlarda fanatikliğe soyunmak, hele çalıp çırpmak, magandalık yapmak, burnundan soluyarak vururum, kırarım havasında olmak. Ne için? Sonunda zaten ölüm olan bir dünyada hırsa, tamahkârlığa, şöhret olmaya çalışmaya, huzursuzluk çıkarmaya ya da duyarsızlık ve bencillikle vurdumduymaz olmaya değer mi? Yapılan her şeyi kimse görmese de, bilmese de, bilen bir yüce kudret ve bu kudretin adı olan Allah yok mu?
Sayfa 9 - Az KitapKitabı okuyor
İnsan kendini ölümden döndüğü bir noktada hissedince, yaşadığımız hayatın ne kadar kısa olduğunu ve ne zaman son bulacağını bilemediği için, hemen bir an önce gerçekleşmesini istediği bir şeylerin eksikliğini hissediyor. Bir çok şeyin anlamsız olduğunu anladığım için ve hayatta yaşanan hayal kırıklıklarının da olduğunu bizzat bildiğim için, bunları bir an önce kendimle hasbihal etmek istiyorum. Zaman çok çabuk geçiyor, ölümün nefesi her an ensemizde, bugünün belki de yarını olmayabilir.
Sayfa 8 - Az KitapKitabı okuyor
Reklam
208 syf.
·
Puan vermedi
Yaklaşık 10-15 yıl önce okumuş olduğum bu kitabı 2.kez yine aynı duygularla okuyup bitirdim.Son sayfalarında düğüm düğüm olan boğazım ağlamamak için tuttuğum gözyaşlarım…Yine aynı etki kısacası.Belki de yaşanmışlıklardandır bu tarz gerçek hikayeler beni hep çok etkilemiştir. Gelelim kitabımıza… Hasret binbir güçlükle işçi göçü olarak Almanya’ya gitmiş bir Türk Ailenin hikayesi. *** Çıkardığım derslerden bazıları, 1.si hayatta hep Macit gibi insanlar olacaktır.Dinleyip etmeden karşımızdaki kişiyi öfkeyle bir hışım yargılamamak bu Macit gibi insanların ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değil. 2.si ise aile kutsaldır.Dış etkenlerden etkilenip sevdiklerinizi üzmeyin. 3.sü ise sevdiklerinizin kararlarına her zaman saygılı olun.Düşüncelerinizi söyleyebilirsiniz ama sonrasında size her ne olursa olsun yanında olup destek olmak düşer. Sevgiler ***
Hasret
HasretA. Erol Göksu · Timaş · 199618 okunma
İnsan dışa karşı dayanıklı olurdu,yeter ki içten yıkılmasındı.
Sayfa 155
İnsan bazen tahminlerinde,yargılarında yanıldığına da sevinebiliyordu.
Sayfa 132
Çok kişi hatasıyla, anlatamadığı günahıyla toprak olup gidiyordu.
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.