Aklı olan kişi henüz delirmedi ise, henüz zamanı gelmediği içindir.
Bir başka kesin olasılık da şöyledir: Kişi öylesine akıllıdır ki,delirdiğini kimse anlamaz.
Romalı düşünür Seneca 'nın sözleri...Diyordu ki:
Sarhoşluk kusur yaratmaz. Var olan kusurları göz önüne çıkarır.
İlginçtir, Mevlana ise , benzer anlama gelen bir düşünceyi, şöyle ifade eder:
Şarap, zaten edepsiz olanı edepsiz eder.
Evet, giden gitmiştir. Onların geri dönemeyeceklerini bilmek, bıraktıkları anı hazinelerini eksiltmez. Gidenlerin bize armağan ettiği zevkli zamanlara doymamış olarak bile, biliriz ki, bu dünya, kimseye kalmaz. Özlemimiz, yok olan geçmişi, ille yeniden yaşamak değil... İsteğimiz, yaşamış olduğumuz güzel zamanların ve insanların, yüreğimizde yer etmiş duyumsamalarından kopmamak.
"Zaman"ın göreceli (rölatif) olduğu kanıtlandı... Yetmez. Seven ve sayan insanların yürek büyüklükleri de, görecelidir. Sınırı olmaz.
Kitap insanlığın kağıt üzerindeki belleğidir.
Kitap sonsuza kadar ihanet etmeyen bir dosttur.
"Kitabı ilk kez okurken bir dost tanırsın. İkinci okuyuşunda eski bir dosta rastlarsın."
Üstat Hipokrates 25 yüzyıl önce hekimlerin nasıl çalışmaları gerektiğini uzun uzun anlatıp,bu ahlak ( ya da etik diyelim) düzeni dizisini bir yeminle taçlandırıyor.
Ben de dün gece akşam yemeği (ve bazı ekleri) sonrasında cesaret bulup düşündüm ve bütün dünya politikacıları için, parlak bir yemin formülü buldum:
Tek sözcükle ... Evet, sadece tek bir sözcükle:
Çalmayacağım!