Bekir Büyükarkın Okuma Sırası, Tarihine Göre Kitapları
Bekir Büyükarkın ilk yayınlama tarihlerine göre kitapları, Bekir Büyükarkın okuma sırası
Hakkında
Bekir Büyükarkın, (d. 1921 İstanbul ö. 7 Ağustos 1998) Yazar, şair.
İstanbul Vefa Lisesi'nden 1939 yılında mezun oldu. Daha sonra İstanbul Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nden 1942 yılında mezun oldu. Türk Ticaret Bankası'nda devlet memuru ve serbest muhasebeci olarak çalıştı.
Yayımlanmış 2 adet şiir kitabı olmasına karşın; daha çok romanları ve oyunları ile bilinir. "Dökmeci" isimli oyunu CHP'nin tiyatro yarışmasını kazanmıştır(1947).
-Şimdi de sevgiden söz edeyim sana. Dudaktaki sevgiden değil, gönüldeki sevgiden. O sevgiyi yaşayanlar çirkinlikten, kötülükten uzaklaşırlar. Güzeli özlerler, ararlar, bulamazlarsa yaratırlar. O zaman dayanışma başlar, kavga durur ve parmaklar tetiklere gitmez, çizmeler toprağa hoyratça çiğnemez. Güzel ise süsler bizi. Başın döner, secde edersin yaradanın karşısında. Hizmet aşkı yardım etme arzusu sevgiden kaynaklanan en büyük güzelliktir. Özleyin, görün, yeter diyorum bütün insanlara.
Emperyalist güçler, bu güzeli görselerdi, semenin anlamını bilselerdi, bu savaşa kalkışırlar, böylesine insaf szca ezilmişi daha fazla ezerler miydi? Ama haklılar, göremiyorlar, saferin sarhoşluğunu üzerlerinden atamıyorlar, kendi çıkarlarını, kendi güvenliklerini karşısındakileri ezmekte buluyorlar.
Tanyeri adlı eserini doğaçlama bir şekilde değerlendirdim. Video için link:youtu.be/6724Yklv8l0
Önemli olan işlevidir’ şiarınca videonun çözünürlüğünün yüksek olmasına uğraşmadım. Bu yüzden peşinen vereceğim göz rahatsızlığı için bağışlanma diliyorum.
2020 yılında bir dostum lise kütüphanesi için "kütüphanenizde mutlaka olması gerekir dediğin romanları önerir misin?" demişti ve ona şu listeyi hazırlamıştım:
(Aradan 3 yıl geçti ancak bir kaç eklemenin dışında bu liste pek güncellenemedi. Bu vesileyle benim için pek kıymetli olan bu eserleri sizlere de önermiş olmak için burada
Osmanlının fetret dönemine gitmeye ve bu dönemde anadoluyu karış karış gezen bir seyyah’a refik olmaya ne dersiniz?
Üstelik bu seyyah elinde fotoğraf makinesiyle manzara arayan alelade bir seyyah da değil. Gezdiği, gördüğü her karış toprakla sohbet edebilen, tekkelerin türküsünü işiten, dergahların miskini koklayan, cami ve medreseler ile
Kitabımız konu olarak 15. yüzyılın ikinci yarısı (İstanbul’un Fethi’nin sonrası - Otlukbeli Savaşı arası) Osmanlı Devleti’nin, Fatih Sultan Mehmet Han Döneminde Anadolu’nun içerisinde bulunduğu durumu ele alıyor. Mevzubahis dönemde Anadolu’da yer alan diğer Türk Devletlerinin Osmanlı Devleti ile siyasi çekişmelerini kitapta görmek mümkün. Ana karakterimiz Taşçıların Ahmet Ağa olarak Anadolu’nun özellikle iç kısımlarında kendimizi buluyoruz. Türk tarihinde önemli bir kurum olan -Zannımca- Kervansarayların da işlevlerini da bu kitap vasıtasıyla bir kez daha anlıyoruz. Ayrıca olayların geçtiği dönemin toplum yaşantısını, inanışları da kitap sayesinde anlamak mümkün…
Dipnot olarak da belirteyim; Yazar Bekir BÜYÜKARKIN’ın okuduğum sekizinci kitabı. Yazarın bugüne kadar okuduğum hiçbir kitabında sıkılmadım, tarih seven okurlara da şiddetle tavsiye ederim… Şimdiden keyifli okumalar.
*"Bu, var olmanın zaferiydi..."
Eserin son cümlesi bu. Adeta bütün bir hikayenin de özeti. Türkçe öğretmenim şöyle derdi: "Paragrafın yani bütün bir konuşmanın özü en sonundadır. Velhasıl kelam, sondaki bu özün başlangıcında söylenir. Böylece paragraf bir kez daha dimağa gelir ve sonra öz olan bu sözün yanında anlamsızlaşarak yok