''-bir yüzün güzelliğini anlatacak yeterlilikte bir dil yoktu, hiçbir yerde görmemişti öyle bir dil, yalnızca küçük ya da büyük kusurları ifade etmeye yarıyorlardı, elmaslarda olduğu gibi, çünkü bilgi sahibi bir tüccar, bir elmasta güzellik aranmazdı, kusur arardı yalnızca ve ne kadar az kusur bulursa, elmas o kadar güzel olurdu.''