238 - Ünlü komedyen Cem Yılmaz’ın abisi Can Yılmaz’ın (ki kendisi hocaların hocası, şair, yazar, degüstatör, oyuncu,senarist, CFO, Türkiye kareli gömlek giyenler konfederasyonu genel başkanıdır. Ben demiyorum, Zafer Algöz diyor.) ikinci kitabı. İlki gibi kısa öykü derlemelerine devam ediyor Can Bey. Hem toplumu kendi süzgecinden geçiriyor, hem topluma ayna tutuyor, hem çalıyor, hem oynuyor. Öykülerin kendince bir kurgu derinliği olsa da dil konusunda oldukça sade ve akıcı üslupla yazıyor Can Bey. Zaman zaman da tarih öncesinden kelimeleri cımbızla ayıklayıp tutup önümüze getirdiği olabiliyor tabi. Bu da yazıları yazanla okuyan arasında kuşak farkı olduğu hissiyatını kuvvetlendiriyor. Bazı hikayelerde olay gereği okuru ters köşe yapmayı seviyor belli ki. Bunu bazı hikayelerinde başarsa da genelde olayın gidişatı ilk birkaç paragraftan sonra aşağı yukarı belli oluyor. Hikayenin sonunu tahmin edebilmek de edememek de ayrı ayrı keyif veriyor bana kalırsa. Eğlenerek, hüzünlenerek ve meraklanarak, bir çırpıda okuduğum bir kitap oldu. Can Bey’in diğer kitaplarına da göz atmak isterim aslında, ama onları alma-okuma sırası gelene kadar sanırım seriye birkaç farklı renkte gömlek daha eklenmiş olur. Benim okuma hızımdan daha hızlı yazıyor resmen. Ya da öyle yapmıyor, yıllardır yazıp biriktirdiklerini daha yeni yeni okurla buluşturuyor. Bilemem.