İlk defa bir karikatür kitabı okudum ve cidden beklediğimden daha keyifli geçti. Yazısız karikatürler ayrı bir anlam içeriyor, yazılı karikatürler ise daha derin anlamlar içeriyor. Üstelik mizahi açıdan da insana iyi geliyor. Sürekli kafamın derininde bu dünyaya ters gelen bir yapı vardı ve bu karikatür çizimleri, yazıları ile beraber ters yapıma tam oturdu diyebilirim.
Bu sayede Cihan demirci'nin okuduğum ilk kitabı "Gereksiz Taramalardan Kaçınamadım" adlı karikatür kitabı oldu
Gayet başarılı
Yazarın daha önce hazırladığı "Ben büyüyünce de çocuk olucam" adlı kitabın yeniden düzenlenmiş hali. Yani ortada, "çifte kavrulmuş" bir metin var diyebiliriz. Cihan Demirci, anılarını, 70'li yılların ortamını, ustalaşmış kalemiyle anlatıyor. 70'li yılları sadece bir geçmişe özlem nesnesi olarak değil; bugün ile karşılaştırarak ele alıyor. Geçmişte olan ile bugün olmayanları; gün geçtikçe çocukların çocukluklarını yaşayamadığı bir ortamda; çocukluğunu yaşayabilmiş olmanın değerini gösteriyor bize. Bunları yaparken de her dem çocuk olmanın erdeminin altını çiziyor. Dizi ve filmlerdeki yer yer abartılmış "kurmaca" nostaljik hikayelerin sahicisi bu kitapta.
Cihan Demirci, Metin Üstündağ ve Fatih Solmaz'la birlikte beni lise çağlarımda mizah dergileri okumaya iten kıymetli yazarlardan birisi. Haftalık harçlığımı mizah dergisi alarak çabucak tükettiğim, evin yakınındaki markette sürekli indirimde olan kitaplarını almak için arkadaşlardan ve annemden borç aldığım o güzel dönemleri hatırlatması ile başladım kitaba.
Tabiri caizse bir mizah kompedanı Cihan Demirci. Cinnet Mahallesindeki gerilim dolu karakterleri dize getirmek için mahalleye ofis açan dört kişilikli Parodisyen Doktor Ruhi Çatlak ve onun hassistanı Zaruri Zortlak, mahallenin bugün bile çok tanıdık gelen cinnet kokan karakterleri ile amansız ve bir o kadar absürt bir mücadeleye girişiyor.
"Bir kitap okuyayim hayatım değişsin" diyenlerdenseniz - ki böyle bir kitap yoktur- sizi tatmin edeceğini sanmam. Ama "bir kitap okudum,o zamanla bu zaman arasında zerre değişiklik olmamış" demek istiyorsanız bu kitap tam size göre.
Bu kitap elime bir sahafta geçti. Açtım girişini okudum, fena değildi, güldürdü. Lakin satın alıp eve geldiğimde açtım baktım bir de ne göreyim: Vay arkadaş. Bu kadar da baymaz bir kitap okuru. Bir noktadan sonra sırf bitsin diye okudum. Canıma tak etti mizahı az kalsın bırakır oldum. Neyse ki böyle kalitesiz kitap okurluğum çok düşük oran. Binde bir rast geliyor böyle kitap. İyisi mi ben Umut Sarıkaya, Moliere, Hüseyin Rahmi gibilerden devam edeyim...