Düşüncelerinin temelden değiştiğini anlıyordu. Bütün bu verimli topraklarda, yağmurlar altında hüzün edinilen bir duygu değil, yaşamın ta kendisiydi. Her şeyde vardı. Dinmeyen yağmurlarda da, yağmurla kabaran toprakta da, ırmaklara, denize kum taşıyan sellerde de, deniz kıyısındaki tahta barakalarda da, kamıştan yapılmış kulubelerde de. Insanı kendi içine çekiyordu.