Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Eugene Kennedy

8.3/10
19 Kişi
73
Okunma
5
Beğeni
1.584
Görüntülenme

En Eski Eugene Kennedy Sözleri ve Alıntıları

En Eski Eugene Kennedy sözleri ve alıntılarını, en eski Eugene Kennedy kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kalabalıktan gerçekten sıyrılıp tek başımıza durabilmemiz için güçlü insanlar olmamız gerekir. Güçlü olmak, kendine güveni gerektirir. Kendine güvenme duygusu ise modaya uymanın pırıltılı amayüzeysel besinini neredeyse zorla gırtlağımıza dayayan bir kültür tarafından sürekli eritilip yok edilen bir psikolojik özelliktir.
Kendimizi yaralamaktan ve incinmekten korumak için saklandığımız o "yalnızlığımız", aslında boş ve acı verici bir yerdir.
Sayfa 8 - İmge Kitabevi / 3.BasımKitabı okudu
Reklam
İnsanların "mutluluk avlamak" için kurdukları hileli tuzaklar,genellikle onların en iyi planlarını suya düşürenlerdir.Mutluluk, insana yandan yaklaşır ve o yana bakmadığımız bir sırada bizi yakalar.
Sayfa 35
Aslında çoğu insan hayattan çok fazla şey beklemez. Yaşadığını hissedebilmesi için insanın sevildiğini bilmesi yeter. Başka bir insanın kendisini fark ettiğini bilmek; kendisini olduğu gibi seven kişilerin gözünde özel bir yeri olduğunu görmek ister.
İnsan, bir yandan, varolduğunu hissetmek için "özel bir insan"ın kendisini fark etmesini, kendisine yer açmasını beklerken;, aynı zamanda risklerden korunmak amacıyla, kalabalıkta kaybolmak ve farkedilmemek için uğraşırsa, belirgin bir stres yaşar.
MASKELER VE ROLLER İnsanoğlu, yaşamının büyük bir bölümünü rol yaparak geçirir. Çoğu kişi, beğenmedikleri yanlarını örter umuduyla, maske takarlar. Oldukları gibi değil de, taklit ettikleri kişilik yüzünden sevileceklerine ilişkin, garip bir umut içindedirler. Bu durum, saflığını mükemmel bir bilgiçlikle gizleyen bir genç kız; ya da saygın bir kentli gibi görünmeye çalışan bir dolandırıcı için de geçerlidir. İçten içe kuşku duyduğu erkekliğini, güçlü kasların altında saklamaya çalışan atleti; alkış ve oy almak için oturaklı bir beyefendi imajı yansıtmaya çalışan politikacıyı da, bu listeye alabilirsiniz.
Reklam
Günümüzde, en popüler boş zaman eğlencesi, spor değil, "hoş görünme" ve ’beğenilme" oyunudur. Bu oyunun popülerliğinin kökenleri, sıkıntılarla dolu "özsaygı" toprağımızın derinliklerindedir. Gerçekten değerli miyiz? Bundan nasıl emin olabiliriz? Bir çok kişi, bu konuda kuşku içindedir. Yanıt için kimse, kendine ve içgüdülerine güvenmemektedir. Yeteneklerini test etmeden, kanıtlamadan, paylaşmadan, gölgelerde saklanarak, sonuna kadar mutsuz kalmayı yeğlerler. Sorunun yanıtı için ise diğerlerinin söylediklerine, onayına başvurmak, hiç yoktan iyi gibi görülür. En azından işleri daha kötüye götürmeyeceği düşünülür. Bu davranış, yaşamı sürdürebilmek için bir temel oluşturur. Ancak, bu sağlam olmayan temel her zaman tehlikelidir.
Her gün, tekrar tekrar, diğerlerinin kefaletine, onayına başvurmak gerekmektedir. Bu tür dıştan içe doğru bir yaşayış, pek güven verici değildir. Çünkü, başkalarından ne kadar hayranlık ve alkış gelirse gelsin, kendimize ilişkin temel duygularımız olduğu gibi kalır. Zayıflıklarımızın ya da zayıflık olarak algıladıklarımızın, her an için ortaya serilmesi olasıdır. Bu durumda sürekli tetikte durup, sırasında gülümseyerek, sırarasında şöyle ya da böyle poz keserek, köpükten oluşmuş özsaygı balonumuzun patlamasına, ya da amaçsızca uçup gitmesine engel olmaya çalışırız. Sadece yüzeysel değişikliklerle uğraşarak, özdeki hiçbir şeye dokunmayız. Oysa makyajımızın altında, biz yine, bizizdir. Bir ölçüde bunu bilir ve korkarız. Yanlış ya da eksik, bizi sadece gösterdiğimiz kadarıyla sevmelerine razı oluruz. Ancak, özsaygımıza ilişkin temel sorunumuz olduğu gibi kalır. Bu şekilde yaşamak tedirginlik yaratır. Daha da kötüsü, bizi, gerçek benliğimizin aslında hiç de kötü olmadığını farketme ve o hâliyle de sevile- bileceğini anlama olanağından yoksun bırakır. Bu devam ettiği sürece, en kötü zamanlarımızda bile kabullenilebilecek yanlarımızın olduğunu görmenin o hoş şaşkınlığını hiçbir zaman tadamayız. Aslında sorunumuz, başkalarının bizi nasır gördüğü değil, bizim kendimizi nasıl gördüğümüzdür. Sıkıntımız, dıştaki güvenilmez dünyadan değil, içimizdekine güvenemeyişimizden kaynaklanmaktadır, Zaten zor ve kısa olan hayatımızı, bir de kendimize bu şekilde sert davranarak güçleştirme^ mize hiç gerek yoktur.
Öğrenmemiz gereken ilk ve en önemli ders kendimizi olduğumuz gibi sevebilmektir. Kişiliklerimizi yeniden elden geçirip bazı beğenmediğimiz yönlerimizi düzeltmek gerekebilir. Yaşama açık kalabilmek ve sağlıklı bir özsaygı geliştirebilmek için, insanın kendini sevmesi temel koşuldur.
KENDİMİZE KULAK VERMEK Kendimizle ilgili gerçekleri söylersek, bizi kimse dinler mi? Bunun yanıtını, biz kendi kendimizi dinlemeye başlamadan, asla bilemeyiz. Bu, ilk adım olarak çok fazla bir şey 'değildir; kendimize karşı kazanmamız gereken, ani ve mutlak bir savaştan çok, bir ateşkes çağrısıdır. Zafer kazanmamız ya da teslim olmamız gerekmez. Sadece dinlememiz yeterlidir.
Reklam
Tüm yaşamımız, bu şekilde, "uygun" ifadeler bulmak, yüzümüzü ağartacak manevraları öğrenmek ve rol yapmakla geçer, gider. • Böyle yaşamanın kötü yanı, çok; fazla eneıji gerektirmesi, kişinin özgürlüğünü ve kendiliğin- denliğini (spontanlığını) öldürmesidir. Oysa ki bu ikisi, kendimize yönelik sağlıklı bir tutum için gerekli olan en önemli iki özelliktir. Yaşantımızı, diğer insanların beklentileri ile sınırlandırdığımız; "sosyal başarısızlık" ve "çatık kaşlar" korkusuyla, olduğumuz gibi davranmadığımız sürece, özgür olamayız.
174 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.