En Eski Ferhat Uludere kitaplarını, en eski Ferhat Uludere sözleri ve alıntılarını, en eski Ferhat Uludere yazarlarını, en eski Ferhat Uludere yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Beyin; Tanrı’nın insanı cezalandırmak için yarattığı bir işkence aleti. Beyin olmasaydı, hiçbir şey var olmayacaktı. Işığı bilemeyecektim, arzulamayacaktım onu. Burada olmayı kabullenecektim. Hayvansı bir yaşam yaratabilirdim burada.”
Ve bu kitap o büyük meyhanenin müdavimlerinin hikayesi.Çiçekçi deposunda, okul bahçesinde, evlerin avlusunda, dumanaltı dernek lokallerinde ve hatta mezarlıkta içip, içip ve daha da içip körkütük âşık olanların öyküsü...
Kitap fuarında stant görevlisinin tavsiyesi üzerine almıştım. Ama bu kadar karamsar bir kitap beklemiyordum. Başlangıçta sahil kasabasında yaşayan insanların o içten hisleri, şehirde tadamayacağımız güzelliklerin farkına varan samimiyetlerini okuyacağımı sanıyordum. Ancak bir anda gamlı bir hava hakim oldu.
Karakterler fazla ve her birinin yaşadığı kırgınlıklar, hüzünler oldukça edebi bir dille anlatılmış. Özellikle deniz ve insan birlikteliğini güzel ilişkilendirmiş yazar. Zaman zaman gerçeklikten kopuyorsunuz. İki âlemde geçiyor olaylar. Neredeyse her karakterin denize doğru bir kayboluş hikâyesi var. Bu anlamda bana biraz Gölgesizler'deki o puslu kurguyu anımsattı. Ama tabii ki üslup olarak Hasan Ali Toptaş'ın hakkını vermek gerekir.
Biraz efsane tadında, zaman zaman sizi huzursuz edecek ama akıcılığıyla bir çırpıda okuyabileceğiniz farklı bir kitap, tavsiye ederim.
Bu ölümle oldukça yıprandığı belliydi biz onun çalışıcağını düşünürken o sadece hayatın içinde ölüm gibi bi gerçek olduğuna ve bunun saçmalığına kafa yoruyordu aslında ölümün saçma bir tarafı yoktu sadece ölümlü olmaya gücenmişti