Asıl delilik ölümlü olduğunu bile bile yaşayabilmek değil miydi? Ölümlü olduğunu bile bile dünyayı zehir zemberek bir yere çevirmek zırdelilik değil miydi?
Gün gelecek, hepimiz fotokopiyle çoğaltılmış suretlerimizin altında adımızın, başlangıç ve bitiş tarihlerimizin yazılı olduğu, yakalara iğneyle tutuşturulan, sonra kimisinin bir kitabın arasına sıkıştırdığı ya da bir çekmecedeki evrakların arasında kayboluşa bıraktığı, kimisinin de buruşturup çöpe attığı kağıt parçalarında kalacaktık. Son kez kağıtlarda çoğaltılan ve yok olmaya, unutulmaya yazgılı suretler. Hepsi buydu ve biz çok daha fazlasını umuyorduk.
Bu hayatlarımız olmadı! Hiç gün görmedik! Keşke yeniden başlayabilsek!" İşte, kitabı olmayan gerçek. Süssüz, pırıltısız, dümdüz, doğrudan, gündelik kelimelerle art arda dizilmiş durumumuz.
Nereden ve nasıl başlayacaksak!.