Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gisele Halimi

Hapsedilmiş Kadın yazarı
Yazar
8.6/10
9 Kişi
25
Okunma
3
Beğeni
1.945
Görüntülenme

En Eski Gisele Halimi Gönderileri

En Eski Gisele Halimi kitaplarını, en eski Gisele Halimi sözleri ve alıntılarını, en eski Gisele Halimi yazarlarını, en eski Gisele Halimi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama dikkat edin! Bir kurban zorunlu olarak edilgin değildir. Ben omuzlarındaki baskıyı yüklenerek hangi yandan olacağıma karar verdim. Ezilenlerin ve kurbanların yanındaydım! O zaman baskı açık bir isyana dönüştü.
Bana hiçbir zaman "Kız çocuğu olman sana şu yararı sağlıyor" denmedi. Kimse bana özlediğim ve olması gereken şeyi söylemedi: "İster kız, ister erkek ol, yaşamını seç, ilerle ve kendini göster" demedi. Kadın olmak bence Roma hukukundaki "capitis diminutio", yani tüm hak ve olanakların azalması durumunun iyi bir örneğidir.
Reklam
Kadınların en büyük felaketi başkasının kazandığı parayı harcamak zorunda olmalarıdır.
Kısacası, kadınlara şunları söyleme olanaklarını araştırıyordum: Olayları etkilemek için ilk önce temel bir hakkı, kendi kendileri üzerinde iktidar kurabilme hakkını ele geçirmeleri gerekir.
Erkeğin onu içine kapattığı dört duvarı yıkması için kadının kendisine erkek tarafından yakıştırılan imgenin yalan olduğunu da ileri sürmesi gerekir.
Sayfa 161Kitabı okudu
Şunu belirteyim ki ''kadınların kurtarılması" değil, ''kadınların kendi kendini kurtarması" demek daha doğru olur. Çünkü kurtuluşun kadınların kendi eseri olması çok önemli.
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Ev kadını, sözcüğün tüm anlamlarıyla eve hapsedilmiştir. Gerçek dünya ile hiçbir ilişkisi yoktur ve her gün aynı işleri yapmak zorundadır. Kadına kapatılan dünya kararların alındığı dünyadır, ekonomi dünyasıdır, politika dünyasıdır, kısaca erkeklerin dünyasıdır. Kadın bu dünyaya paralel başka bir dün ya da, bir tür gettoda yaşar. Kadının dünyasında yapılan işlerin üretken olmadığına karar verilmiştir. Üstelik, evine tıkılıp kalmış kadının didinerek yaptığı işler -çamaşır, yemek, ütü, ev temizliği gibi- bilim adına, Marx adına, Gayrı Safi Milli Hasıla'ya dahil olmamaktadır.
Toplumdaki çalışma hayatını bir piramide benzetirsek, piramidin tabanını kadınların oluşturduğunu görürüz. Piramit yükseldikçe erkekler çoğalır. En tepede erkekler "yalnızdırlar".
Edouard ahizeyi kaldırdı. "Bir kızın oldu" diye bağırdı karşıdaki. - Teşekkürler, yanıtını verdi Edouard. Karşı tarafta konuşan yineledi: - Çok güzel, küçücük bir kız. Mabruk! Babam telefonu kapattı. Onbeş gün boyunca, karısının doğurup doğurmadığını soranlara istifini bozmadan şöyle cevap veriyordu. - Henüz doğurmadı. Zaman yakındır ... Daha değil dedim size. Babam bir kızı olmasının bahtsızlığına ancak onbeş günde . alışmıştı. Ardından da, ne de olsa birinci çocuğu erkek olduğuna göre, onurunu kurtardığına kendini inandıracak ve sonunda itiraf edecekti: "A. .. Evet doğurdu. Bir kız ... "
Eğitimimiz şu yaralayıcı ayrıma dayanıyordu: "Sen bir kız çocuğusun. Mutfak ve ev işini öğrenmen gerek. Olabildiğince erken evleneceksin. Oysa o, erkek çocuğu! Okuması, hayatını iyi kazanması gerek. Bunun için, her ne pahasına olursa olsun, tüm olanaklar yaratılacaktır". Bir erkek çocuğunun evlenmesi kişisel bir iştir. Bir kızın evlenmesi ise ailenin işidir: Genç kızı ilgilendirmez. Zaten annemizle babamız bunun nedenini bize açıklıyorlardı: Bir çocuğun kız olarak doğması, korkunç bir sorumluluğa yol açıyor. Doğaldır ki bu sorumluluğun kesinlikle yüklenilmesi gerekiyor. Özellikle de bunun bir an önce bir kocaya aktarılması gerekmektedir.
137 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.