Gardiyanın mahkumları özgürleştirdiği nerede görülmüştür? Öyleyse "erkeklerin de kadının özgürleşmesi için gerçekten yapabilecekleri hiçbir şey yoktur" diyor Gisele Halimi. "Kadınların devrimi mi; kadınların öncülüğünde bir devrim mi? Kadınların kurtuluşu mu; kadınların öncülüğünde erkeklerin de kurtuluşu mu?" Gisele Halimi soruyor, yanıt arıyor; kadın hareketinin hukuki ve politik öncü eylemlerinde etkin olarak yer alışını kimileyin roman tadında ve sürükleyici bir kurguyla dile getirdiği bu kitabını ve kendini şöyle tanıtıyor: "Kadınların durumunu, her şey birbirine karıştığı, takılıp başarısızlığa uğradığı ve sonunda rahatsız edici olduğu için bir aysberge benzettim. Görünmeyen, söylenmeyen şeylere kadar uzanıyor bunlar. Su altında kalmış köklere: Kültüre, yaratmaya, aileye, aşka ve nihayet erkeğe dek. Temel ve üstü kapalı bir sürü ilişki.
Bu kitapta çocukluğumu ve kadın olmayı öğrenişimi anlatarak kadınlara -özellikle aralarında en güçsüz olanlarına- şunu söylemek istedim: Bilinç doğduğu zaman zayıflık güce dönüşür ve bu bilinçli güçten erişkin kadın doğmalıdır.
Kendimi tanıtayım: Eve kapatılmış, siyasal karar mekanizmasından uzak, cinselliği yadsınmış, kültür ve kitle iletişim araçları tarafından şartlanmış olan kadınım ben. Hapsedilmiş Kadın.