Eğer Sam, kuşkucu hukuki aklın temsilcisiyse, onlar da meslek hayatlarında her şeyi görüp duymuş olmalıydılar, dolayısıyla duygusal yakarışlardan etkilenmezlerdi. Hâkimleri iş üstünde görmüştüm. Onların işi hukuku yorumlamaktı. Bunun adaletle bir ilgisi yoktu; adalet, çocukların diş perisine inanması gibi yalnızca halkın inandığı bir terimdi.