1910'lu yılların başından 1940'a kadar uzanan bir zaman diliminde Orga Ailesi'nin yaşadığı her şeyi bire bir yaşadım adeta.
Kendimi şu an Orga Ailesi'nin bir parçası gibi hissediyorum.
Gerçekten de çok büyük acılar yaşamışlar. Her an ölüm ile burun buruna yaşayıp, bir yandan da hayata tutunmaya çalışmışlar.
Açlık, savaş, ölüm, adaletsizlik, çaresizlik. Bunlarla sürekli içiçe yaşamak! Bu kadar şeye nasıl dayanılır? Ama orga ailesi dayanmış, Ve bu durumu o kadar normal bir şeymiş gibi anlatılmış ki.İşte bu insanı çok etkiliyor.
İrfan Orga'nın oğlu Ateş Orga'nın son sözü ise eksik kalan parçaları tamamlıyor. Çünkü kitap öyle bir yerde bitti ki ister istemez merak ettim İrfan Bey'in geri kalan yaşamını.Ama o sonsöz bütün merakımı giderdi hatta daha fazlasını.
Kitabın sonunda yer alan resimlere bilerek başta bakmadım kitabı bitirdikten sonra baktım. Kitabın kahramanları ile karşılaştım buda beni çok duygulandırdı.
Kitab ingilizce olarak yazılıyor, İngiltere ve New Yorkda yayınlanıyor fakat bizim ülkemiz de bir neden'den dolayı ülkemizde geç yayınlanıyor. Sebebini belirtmiycem okuyunca anlarsınız.
Kitabı okurken adeta içinde kayboldum diyebilirim.
Orga Ailesi'nin öyküsünü bence mutlaka okuyun!