“Bir serçe sığındı pencereme,
‘lûlû’ dedi bana:
Ne olur sakla beni.
Nerelisin dedim, dedi yurdum sınırlarıdır gökyüzünün.
Nereden geliyorsun dedim, dedi komşu evinden.
Neden korkuyorsun dedim, dedi eski bir kafesten.
İnsanın insana yaptığı en büyük rezillik ! İsmi Suriye. Bir anda değişiveren hayatlar...
Markete gidip geri döndüğünde parçalanmış bir ceset olan anneni gördüğünü düşün, küçük kardeşini... Ama sen ölmediğin için hâlâ nefes aldığın için bir şekilde yaşamanın yollarını arıyorsun. Küçük Rima kardeşinin ölü bedenini gördüğünde “ kimsenin kardeşi böyle ölmesin” diyor.
Yazarın anlatımı akıcı ama teknik yönden problemleri olan bir kitap fakat yine de vicdanı olan her insanın gözlerine yaşları toplayacak bir hüzne sahip.
Suriyeli mültecilerin yaşadığı olayların televizyonda ve gazetelerde görülen kısmı kadar olmadığını iyi anlatan kitap. Okuyan herkesin vicdan muhasebesi yapmasını sağlayacak güzel bir anlatım.
(Spoiler içerir)
Ah Kamal. Canım çocuk. Yapayalnız yeni bir başlangıç yapmak zorunda bırakılan ve ailesinden sığınabileceği bir kişi bile kalmayan Kamal. Beni derinden etkiledin...
Bu kitabı okuyunca mültecilerin haberlerde gördüklerimizden daha kötü bir yaşamı olduğunu, geride bıraktıklarını, yaşadığı duyguları daha iyi anlıyorsunuz. En azından vicdanı olan herkesin içinin sızlayacağına eminim.