Psikanalist olmak üzere aldığım eğitimde, ne insanların günlük sorunlarına nasıl danışmanlık vereceğim ne de başkalarının iş veya evlilik sorunlarını nasıl halledileceğim öğretildi. Bunlar avukatların, mali danışmanların ve diğer uzmanların işi.
Bir erkek hasta seansına gelir ve analistine kızının az önce korkunç bir trafik kazası geçirdiğini ve yaralandığını söyler. Siz bana bir meslektaş olarak gelmiş olsaydınız ve aynı haberi verseydiniz, yüreğim sizin için sızlar ve şunu söylerdim: "Dr. Fowler, buna çok üzüldüm!" Süpervizyon verdiğim analist de hastaya benzerini söylemiş: "Kızınızla ilgili duyduklarıma üzüldüm." Hasta bunun üstüne derhal büyük bir hiddete kapılmış. Bağırmaya başlamış: "Analizi bırakıyorum. Benim neler hissettiğimi hiç anlamıyorsunuz! Siz nasıl bir insansınız?" Görünürde analist eşduyumlu bir tepki vermişti ama bu hastanın hiddete kapılmasıyla sonuçlanmıştı! Analist bana gelip olanları anlattı. Hastanın narsisistik bir adam olduğunu biliyordum. Tam o sırada ABD hükümeti için mültimilyon dolarlık ölümcül bir silah geliştirmek üzere anlaşma imzalamıştı. Hiddetlenmişti, çünkü kızının kazası onun büyük gününü mahvetmişti. Analisti hangi cüretle onun muhteşem başarısının rezil olduğunu anlamazdı! Peki, bu hastanın iç dünyasına ulaşabilecek, duruma uygun, eşduyumlu bir tepki nasıl olabilirdi? Analist, "Kızınızın kazasının yaşamınızdaki bu muhteşem anı berbat etmesi ne fena!" gibi bir şey söyleyebilirdi. Bu son derece bencilce bir duygu, ancak hasta henüz uç boyuttaki narsisizmi üzerine derinlemesine çalışabilmiş değil. Analizde iki üç yıl daha geçirdikten sonra, kızının kazasına toplumsal olarak kabul edilebilir bir tepki gösterir hale gelebilecekti ama o sıralarda bu mümkün değildi.
Ona ayrıca çocukluk yıllarında hem "kara pisliklerle" (sevecen siyah insanlar) hem de "kara pisliklerden" nefret eden beyaz insanlarla birlikte yaşamasının da çok zor olduğunu anlattım.
Bu kitap "insan yıllarca haftada dört beş kez psikanaliste giderse neler olur"u merak edenler için yazılmış. Hasta psikolojik olarak kimdir? Hangi kırılganlıklar, güçler ve yaşam deneyimleri onu bu şekilde yaşamaya itmiştir? Tekrarlayıcı davranış örüntülerinin farkına varmak ve bunlara son vermek, travmalara egemen olmak ve kendi kendisinin efendisi olmak...57 yaşında analize başlayan bir adamın öyküsü olan bu kitap, hiçbir zaman hiçbir şey için geç olmadığının bir kanıtı niteliğinde.
Eserde Hamilton’un geçmişine uzanıyoruz. Hamilton’un tek bir anne figürü yerine üç anne figürüyle çocukluğunu geçirmesiyle birlikte, bütünleştirilememiş bir anne imgesi yaratamamasının sonuçlarını psikopatolojik olarak görme şansını yakalıyoruz. Volkan, her çocuğun normal gelişiminde ‘’gelişimsel bölme’’ denilen bir şey olduğunu, ancak Hamilton
Türk asıllı Amerikalı psikiyatr Vamık Volkan’ın “Hamilton” adını verdiği analizanıyla geçen beş yıllık terapi sürecini anlatan analiz öyküsünün kitabı.
57 yaşında divana uzanma cesaretini gösteren Hamilton’un hikayesi dışardan bakınca ön yargılara sebep olsa da (çünkü seks bağımlısı, ensest yaşam, istismara uğramış, üvey kayınvalidesi ve baldızıyla yatmış ve isimlerini bile hatırlamadığı her gün farklı bir kadınla birlikte olmuş biri) terapiyle derinlere indikçe bu döngülerin içine neden girdiğini empati yaparak ve anlayarak ortak oluyoruz.
57 yaşında hayatın sonuna geldim demek yerine hala düzelmek için çabalamayı seçti ve beşinci senenin sonunda aldığı mesafe imrenilecek kadar güzeldi. Mutlu ve huzurlu yaşamı terapi süreciyle ve bu süreçte çabalamayı hiç bırakmayarak elde eden Hamilton bir insan yıllarca psikiyatra neden giderin cevabını veriyor.
Vamık Volkan dünyaca ününü ve yaptığı çalışmaların başarısını siz kitabı okurken size derinden hissettiriyor. İmgeleri ve simgeleri öyle güzel anlamlandırıyor ki kitabı okurken birden kendi iç dünyanıza inip kendi imgelerinizde kayboluyorsunuz.
Kurtlarla Koşan Kadınlardan sonra okuduğum en güzel psikanaliz kitabıydı.
Terapiye gitmeyi düşünen, çekinceleri ve korkuları olan, bu yaştan sonra olsa ne olur olmasa ne olur diyenler; 57 yaşında başlayan ve beş yıl süren Hamilton’un hikayesini okumayı ve kararlarını yeniden gözden geçirmesini tavsiye ediyorum.