Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

John Fante

John FanteToza Sor yazarı
Yazar
8.4/10
2.204 Kişi
8,6bin
Okunma
847
Beğeni
40,1bin
Görüntülenme

En Yeni John Fante Sözleri ve Alıntıları

En Yeni John Fante sözleri ve alıntılarını, en yeni John Fante kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir başına duruyordu, ruhunu ve iradesini yitirmiş bir yaratık gibi, kamburu çıkmış, başı boynuna ağır geliyormuşçasına eğik.
“Uzun parmaklarını aç ve yorgun ruhumu geri ver. Ağzınla öp beni çünkü açım Meksika ekmeğine. Burun deliklerime yitik kentlerin kokusunu üfle ve ellerim unutulmuş bir güney sahilini andıran beyaz gerdanında ölmeme izin ver. Şu uykusuz gözlerimdeki özlemi al ve bir güz tarlasında uçuşan kırlangıçları besle onunla çünkü seni seviyorum, Camilla, ve adın dönmeyen sevgilisi için son nefesini verirken gülümseyen cesur prensesin adı kadar kutsal.”
Reklam
Sarhoşluğunu gizlemek zorunda kalan biri gibiydi ama sözünü ettiğim mutluluğu gizlemek mümkün değildi, ordaydı.
O anda içimde iyilik adına ne varsa yüreğimde titredi; varoluşumun belirsiz ve derin anlamında umduğum herşey. Burda doğanın büyük kente kayıtsız suskunluğu vardı; bu sokakların arkasında kentin ölmesini, kenti bir kez daha ebedi tozla kaplamayı bekleyen çöl vardı. İnsanın varoluşunun anlamına ve dokunaklı kaderine dair ürkütücü bir algılama duygusuna kapıldım. Çöl hep ordaydı, insanın ölümünü, medeniyetlerin parlayıp sönmesini sabırla bekleyen beyaz bir hayvandan farksızdı. İnsanoğlu cesur göründü gözüme birden, insan olmaktan gurur duydum. Dünyanın bütün kötülükleri kötülük gibi değil de, kaçınılmaz, iyi ve çöle galip gelmek için verilen müthiş savaşın parçalarıymış gibi geldi bana.
“Öbür sevgililerin nasıllar?” diye sordum. Ağzımdan çıkıvermişti. Gülümseyerek yumuşatmaya çalıştım. Dudaklarının uçları ile tepki verdi, zorlanarak. “Sevgilim yok benim.” “Elbette,” dedim biraz kinaye katarak. “Elbette, anlıyorum. Densizliğimi bağışla.” Sustu bir süre. Islık çalar gibi yaptım. Sonra konuşlu: “Neden bu kadar kötüsün?” dedi. “Kötü mü?” dedim. “Yavrucuğum, ben insanla hayvan arasında fark gözetmem. Kötülüğün zerresini bulamazsın içimde. Kaldı ki hem kötü hem de büyük yazar olunamaz.”
Bazen öyle bir mutluluk dalgası kaplıyordu ki içimi ışıklarımı söndürüp ağlıyordum ve içimi tuhaf bir ölüm arzusu kaplıyordu.
Reklam
“Seviyorsun onu, değil mi?” “Tam da değil.” Gözlerini yüzümden ayırıp odada gezdirdi. “Bal gibi seviyorsun.” O anda nefret ettim ondan çünkü bana çok acı çektirmişti.
Pişmanlığın yararı var mı ve iyilikten sana ne, depremde ölsen ne olur, kimin umurunda? Kent merkezine indim. İşte gökdelenler, gelsin deprem, gömsün beni ve günahlarımı, kim takar? Ne kendime ne de Tanrı’ya faydam var, ha depremde ölmüşüm ha başka türlü. Nedeni, zamanı, şekli önemli değildi.
Düşüncelerimdeki kopukluğu, hislerimi gerçek kılan bu kan selini nasıl engelleyebilirim?
Ruhunu yitirmiş biri dünyaya sahip olsa ne fayda? Ve o küçük şiir: dünyanın bütün hazlarını al, sonsuzlukla çarp, cennette bir an hepsine bedeldir.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.