Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

John Fante

John FanteToza Sor yazarı
Yazar
8.4/10
2.204 Kişi
8,6bin
Okunma
842
Beğeni
39,6bin
Görüntülenme

En Yeni John Fante Sözleri ve Alıntıları

En Yeni John Fante sözleri ve alıntılarını, en yeni John Fante kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sadece on dolarım kalmıştı ama beşini anneme yolladım. Eve yolladığım ilk para. Benim için dua et sevgili anneciğim. Dualarını üstümden eksik etme. Karanlık günler bunlar anneciğim. Çirkin bir dünyada yaşıyoruz. Ama ben değiştim, yeni bir hayata başladım. Seni Tanrı’ya överek saatler geçiriyorum. Bu zor günlerde yanımda ol, canım anneciğim.
Ah, hayat! Buruk ve tatlı trajedi, mahvıma neden olan göz kamaştırıcı orospu !
Reklam
Dünya tozdan geliyordu ve sonunda yine toz olacaktı.
Herşeyi gözlerimle görmüştüm ve korkunçtu. Belki inandılar, belki de inanmadılar. Benim için fark etmiyordu.
İki elimle tuttum yine de, biri merdivene tırmanırken insan merdiveni iç güdüsel olarak nasıl tutarsa öyle. Başımı kaldırıp baktım. Gördüğüme benzer bir şey görmedim bugüne kadar. O kıç; altın renginde iki yuvarlak ekmek somunu, aralarında da nefes kesici bir yarık ve çalıyı andıran kıllar.
Sayfa 40
Reklam
Büyük bir keder çöktü göğsüme; allak bullak olur ağlamak istersiniz ya, öyle işte. Tanrım, ağlatma beni!
Karanlık günler bunlar anneciğim. Çirkin bir dünyada yaşıyoruz.
Mutfak. La cucina; annelerin gerçek vatanı, iyi cadının yalnızlığın çorak toprağındaki karanlık mağarası; ateşin üzerinde fokurdayan tatlı iksirleriyle, sihirli otlarıyla; biberiye, kekik ve keklikotuyla, delilerin akıllarını başlarına getiren nilüfer rayihasıyla bu mağara; kederlilere huzur, mutsuzlara neşe getiren bu iki metreye iki metre genişliğindeki küçük dünya...
Reklam
Yalnız bir kasaba. Bütün vadi kasabaları böyleydi: umutsuz, gizemli bir şekilde kalıcı olmayan, hapsolmuş hayatlar; küçük tel örgülerin ve derme çatma kireç sıvalı duvarların ardına tıkılmış, karanlığa karşı barikat kurmuş, bekleyen insanlar. İleri geri salınırken kemiklerime sızan hüznü hissettim , insanoğlu için ; yaşlanan, sürelerinin dolmasını bekleyen annemle babamın evindeki yanlızlığın acısını.
Ah, iyi kadındı annem, yerleri siler, çamaşırları yıkayıp asar, saatlerce ütü yapardı; yemek pişirir, dikiş diker, yaşadığımız zorlukların yüzüne cesaretle gülümserdi. Istırabına tanık olmak yürek parçalayıcıydı, o kadar ki , hasiktir,sıçmışım ağızına, benden bu kadar, demesini isterdim.
Sayfa 19
Tanrı beni yoksul bir duvarcı ustasının oğlu olarak yaratırken kolumu köprücük kemiğime takarak bir elmas armağan etmiş bana.
Sayfa 7
Paltom yoktu. Üç kazak üst üste giyiyordum. Tanrım, dedim. Tanrım, ne iş? Bu mu istediğin? Bunun için mi getirdin beni dünyaya? Doğmayı ben istemedim benim parmağım yok bu işte. İyi bir Hristiyan olmanın, on iki yıllık Katolik doktrininin ve dört yıllık Latince'nin karşılığı bu mu?
Sayfa 6
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.