Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Joseph Markulin

Joseph MarkulinMachiavelli yazarı
Yazar
10.0/10
3 Kişi
21
Okunma
2
Beğeni
1.264
Görüntülenme

En Eski Joseph Markulin Sözleri ve Alıntıları

En Eski Joseph Markulin sözleri ve alıntılarını, en eski Joseph Markulin kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat bir nehirdi. O kıyısında durmuş seyrediyordu.
Sayfa 553Kitabı okudu
Zaman hiçbir şeye yetmiyordu. Yapılması gereken çok önemli işler vardı.
Sayfa 654Kitabı okudu
Reklam
Machiavelli, Niccolo di Bernardo 3 Mayıs 1649 (Nüfus kaydı sahnesi)
Sonra zafer kazanmış bir eda ile kara fasulyeyi kapıp yaşlı adamın burnunun dibine soktu. –"Oğlan mı?" diye haykırdı Folco. –"Evet oğlan. Bir oğlan daha!" —"Söyle bakayım, bebek anası gibi bir deri bir kemik mi, yoksa babası gibi şişko ve çirkin mi?" –"Pancar gibi kıpkırmızı ve buruş buruş. Ama öyle bir haykırıyor ki, adam olacağı şimdiden belli." –"Hadi nüfusa kaydedelim o halde." Folco dev ciltlerden birini önüne çekti ve kurdele ile işaretli sayfayı açtı. Bernardo gerekli bilgileri sıralarken yaşlı adam da okunaksız ama zarif bir yazıyla kayıt düştü: Machiavelli, Niccolo di Bernardo 3 Mayıs 1649 Folco yazması bittiğinde yazının mürekkebini kuruttu ve bir toz bulutu havalandırarak defteri kapattı. Bernardo kara fasulyeyi yaşlı adama teslim etti ve adamın onu kocaman toprak bir kavanoza atışını izledi. Floransa'nın ölüsünün de, dirisinin de hesabı bu kavanozda tutulurdu. Her fasulye bir Floransalıyı simgelerdi. Kara fasulyeler erkekleri, beyazlar kadınları gösterirdi. Kavanozda 50 bini aşkın fasulye tanesi vardı. Kimse tam sayıyı bilmezdi. Kimse saymamıştı. Folco o akşam eve gitmeden önce kavanoza üç kara fasulye daha atacak ama Oltarno tarafında, bezcilerin atölyelerinde çıkan yangın yüzünden kavanozdan 24'ü Kara 17'si beyaz olmak üzere bir avuç dolusu fasulye eksilecekti.
1469 Floransa
"Bernardo kara fasulyeyi yaşlı adama teslim etti ve adamın onu kocaman toprak bir kavanoza atışını izledi. Floransa'nın ölüsünün de, dirisinin de hesabı bu kavanozda tutulurdu. Her fasulye bir Floransalıyı simgelerdi. Kara fasulyeler erkekleri, beyazlar kadınları gösterirdi. Kavanozda 50 bini aşkın fasulye tanesi vardı. Kimse tam sayıyı bilmezdi. Kimse saymamıştı. Folco o akşam eve gitmeden önce kavanoza üç kara fasulye daha atacak ama Oltarno tarafında, bezcilerin atölyelerinde çıkan yangın yüzünden kavanozdan 24'ü Kara 17'si beyaz olmak üzere bir avuç dolusu fasulye eksilecekti."
Sayfa 42 - (doğum belgesi ve nüfus kaydı işlemi)Kitabı okudu
"Il Turco! Türk geldi!"
Niccolo'yu büyüleyen babaanne masallarının hepsi kutsal ya da dünyevi gizemler üstüne değildi. Dünyanın her yerinde çocuklara anlatılan masallarda amaçlandığı gibi, birçoğu yaramazlıkları engellemek, çocuğun uslu olup itaat etmesini sağlamak içindi. "Tavan arasında yaşayan Türk" masalı da bunlardan biriydi. Türk'ün gözü öylesine dönmüş, öyle bir kudurmuştu ki, tek isteği tavan arasından çıkıp küçük çocukları yemekti. Ama her nedense uslu ve terbiyeli olanların yanına yaklaşmıyordu. Saçaklara takılan bir serçe ya da tavan arasında koşturan bir farenin çıkardığı ses çocukların kıyameti koparması için yeterliydi "Il Turco! Türk geldi!"
"Daha önce gözlerinin önünde ölen biri hiç olmamıştı. Ölümün bu kadar sıradan, aynı zamanda bu kadar korkunç olabileceği hiç aklına gelmezdi. Adam öldürmek bu kadar kolay mıydı? İnsan bu kadar duygusuzlaşıp laf olsun diye öldürebilir miydi?"
Reklam
"Önlerinde çok sorunlu ve sorularla dolu bir gün uzanıyordu. İnsanın yaşamadan geçmek istediği günlerden biri."
Kızın elbisesinin kol ağzına işlenmiş, insanı ürperten sarı amblemi işaret ederek, "Nedir o?" diye sordu. Kız, "Bir arma, bir işaret," diye kestirip attı. Söz konusu arma insan eli büyüklüğündeydi. İğneli bir tekerleğe benziyordu, ayrıca güneşin veya bir yıldızın kozmolojik tasviri de olabilirdi. "Anlamı ne ?" diye sorduğu Niccolo. "Benim Yahudi olduğumun işareti," dedi kız. "Bu her Yahudi'de bulunur mu?" "Buna zorunluyuz," dedi kız ayrıntıya girmeden. Niccola, "Bu dini bir işaret midir?" diye sordu ısrarla. "Galiba öyle ama benim dinimde bir anlam taşımıyor, sanırım sizin dininizde anlamlı." Cevap tatmin edici değildi. Niccola'nın aklı karışmış, merakı artmıştı. "Madem anlamını bile bilmiyorsun, o halde neden üstünde taşıyorsun?" Kız içini çekti. Kalın kafalı bir çocuğa onuncu kez ders anlatır gibi sabırla açıkladı. "Çünkü yasa benim bunu yapmamı emrediyor. Benim yasam değil, sizin yasınız, Papa'nın yasası. Bütün Yahudiler bu işareti taşımak zorunda." "Neden?" "Yahudi olduğumuz anlaşılsın diye. Böylece bizden uzak durmaları, bizi hırpalamaları, taciz etmeleri ya da bizi hristiyanlığı kabule zorlamaları kolaylaşır. En çok bunu seviyorlar değil mi? Yahudi'yi dininden döndürmeye zorlamayı?" Sesine bir acıklık oturmuştu.
Para Ekmek İnsan Silah
"Niccolo bu dört sözcüğü sayfanın başına yazdı. Ordu dediğiniz bunlardan meydana geliyordu. İnsan gücü ve silahın, para ve ekmek sağlayabileceğine aklı yatıyordu, ama bunun için insan gücünün doğru eğitilmiş olması ve teşvik edilmesi gerekliydi. Oysa Floransa tersini uygulamış, parayla ekmek, silah ve insan gücü sağlanabileceğini sanmıştı. Kiralık komutanlar ve maaşlı profesyonel askerlerden oluşan ordularla yapılan savaşta inanç eksikti —ve en önemli sorun da buydu." ... Yazdığı dört sözcüğe uzun uzun baktı ve denklemdeki anahtar unsuru kalın bir siyah daire içine aldı: İnsan
Sayfa 414Kitabı okudu
Kent ahlaki çöküntünün zirvesindeyken Papa tutmuş yanlış doktrinlerin yayılmasını engellemek gibi işlerle uğraşıyordu. Romalılar her gün sokaklarda ölüm tehdidi altında yaşarken Papa Dini inancın saflığını korumaya çalışıyor, kitapların bu konuda tehlike yaratacağına inanıyordu. Aslında Niccolo bu kararın ardındaki mantığı görebiliyordu. Bu tam anlamıyla mutlak iktidar mantığıydı. Matbaa ve bunun mümkün kıldığı fikri yayma kolaylığı bir başka fenomenin doğmasına yol açmıştı: Sansür.
Sayfa 372Kitabı okudu
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.