Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Laszlo Rasonyi

Laszlo RasonyiTarihte Türklük yazarı
Yazar
8.3/10
12 Kişi
37
Okunma
10
Beğeni
1.991
Görüntülenme

Laszlo Rasonyi Gönderileri

Laszlo Rasonyi kitaplarını, Laszlo Rasonyi sözleri ve alıntılarını, Laszlo Rasonyi yazarlarını, Laszlo Rasonyi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Macar kökenli Türkler arasında Koloşvarlı İbrahim Müteferrika en ünlülerindendir. 18 yaşında tutsak düşmüş, Müslüman olduktan sonra azat edilmiş ve çok yetenekli bir genç olduğu için, hızla yüksek rütbelere ulaşmıştır. İbrahim Müteferrika Lehistan, Kafkasya ve Fransa'da önemli siyasal görevlerde bulunmuş, hayatının sonuna doğru Türkiye'de ilk matbaayı kurmuş ve 1729 ile 1742 yılları arasında çok yüksek filoloji duygusuna dayanarak seçtiği 17 büyük eseri bastırarak Türk kültür hayatını zenginleştirmiştir. Şu da ilgi çekicidir ki, onun ölümünden sonra 1797 yılına kadar geçen 55 yıl içinde ancak 7 eser basılabilmiştir. s.326
Örgün Yayınları
420 syf.
6/10 puan verdi
Bilindiği gibi, Türkoloji çalışmaları ilk olarak Macaristan’da 1830’larda başlamıştır. Yazarımız da Macar bir Türkologdur. Dolayısıyla eser alanının önemli bir yerinde bulunmaktadır. Eserde ilk olarak 65 sayfalık bir bölüm ile Türk kültürü, ardından bütün Türk kavimlerinin tarihleri kısaca anlatılmıştır. Ancak bu sırada Türk tarihinin önemli olayları atlanmadan anlatılmıştır. Macar tarihi odaklı bir yazım söz konusudur. Yani hangi Türk kavmi anlatılırsa anlatılsın mutlaka Macarlarla olan ilişkisi de anlatılmıştır. Eserde birçok araştırmacının düşünceleri eklenmiş ancak bendeki baskıda dipnot kullanılmamıştır. Kitabın yaklaşık son 150 sayfası kaynaklara ayrılmıştır. Eserin dili biraz dikkatli okumayı gerektirmekle beraber çok fazla yazım yanlışı yapılmıştır. Bütün Türk tarihini baştan sona dek genel bağlamda öğrenmek isteyen araştırmacıların okuması gereken temel eserlerden bir tanesidir. İlgililerine iyi okumalar dilerim.
Tarihte Türklük
Tarihte TürklükLaszlo Rasonyi · Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, · 197122 okunma
Reklam
Çingiz yasalarından ölümün bazı nedenleri
Hırsızlık, yalan, evliliği bozma, mukaddes su ve ateşin kasten kirletilmesi, Moğol usulüne aykırı olarak hayvan öldürme (Moğol usulüne göre kesilmeden, yaşayan kalbinin koparılma ve ezilmesi) ölümle cezalandırılırdı.
Sayfa 180Kitabı okudu
Ve Çingiz…
Pelliot’un yeni görüşüne göre; 1167’de Onan Nehri kıyısında, bugün Rusya’ya tâbi sahada, ilk ve en meşhur çocuğu doğdu. Ona tam bu sırada yenilen ve öldürülen düşmanın Tatar oymak reisi Temucin’in (Demirci) adını verdiler.
Sayfa 177Kitabı okudu
Halifeler Türklerin elinde oyuncak oldu. Türkler istediklerini tahta çıkardılar veya tahttan indirdiler, hatta öldürdüler.
Sayfa 160Kitabı okudu
Feodal göçebeler, yarı göçebeler, hatta doğuda her yerde yerleşikler bile, her türlü hizmette esirleri kullanırlar. Umumiyetle esirin oğlu köylüleşir. Çiftçilik araçlarını beyden alarak sabancı veya ortakçı olur.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
Kun->Kuman/Türk->Türkmen benzeri de olabilir.
Menşei karanlık olan Kuman kavminin terkibi hakkında “sarımtrak” sözü Moğol unsurlarının karıştığına delalet suretiyle ışık verebilir.
Sayfa 136Kitabı okudu
Yerleşikliğin tembelliği mi desek?
Kitanlar, Kansu Uygurlarının ana yurtlarına dönmelerini teklif etmelerine rağmen onlar bu teklifi kabul etmeyerek, alıştıkları çiftçilik hayatını tekrar bozkıra bağlı göçebe hayatla değiştirmeyi istemediler. Tarım havzasında olanlar da yerleşik olmayı tercih ettiler.
Sayfa 107Kitabı okudu
Bleda’yı Attila mı öldürmüştü? Tartışılır…
Attila, dünya tarihinde daima tekrarlanan ve ezelî bir motif olan rakibi yok etme usûlüne uyarak kardeşini ortadan kaldırdı.
İki Türk birleşince devlet kurarmış ya, teşkilatçılık buradan geliyor. :)
Haksızlığa ve zorbalığa karşı tek çare, ailelerin ve komşuların belli bir şahsın çevresinde birleşerek dayanışmalarıdır. Oymakların daima yeni yeni zümreleşmelerinin tohumu bu çeşit birleşmelerde saklıdır.
Reklam
Çünkü hayvanı evcilleştirmek, bitkiyi evcilleştirmekten zordur.
Toynbee aynen şunları söyler: “The Nomad’s life is indeed a triumph of human skill” (göçebenin hayatı, hiç şüphesiz insan maharetinin bir zaferidir).
Evet efendim, “coğrafya kaderdir.”
G. van Bulck’ın “ancak muhit, gelişmeye imkanlar hazırlar.” yolundaki görüşüne katılmıyorsak da, bozkırın zikredilen vasıf ve şartları ile göçebe kültürünün en yüksek derecesi olan atlı çoban kültürünün teşekkülünde büyük bir tesiri olduğunu kabul ediyoruz. Sözü edilen bölge, bu suretle dünya tarihinin en büyük cihangirlerinin meskeni olmuştur.
1916’da Bakû’lü Reaulzâde "Rusya Müslümanı veya Tatar” yerine “Türk” sözünü kullandığı için, vatan hâini olarak itham edilmişti. Zira, Türk sözü Çar idaresince, geniş mâna taşıdığı için tehlikeli sayılıyordu.
Sayfa 277 - Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü, 3. Baskı.Kitabı okudu
Atatürk devrinin son yıllarında Türkiye bütün komşuları ile (yüz yıllardan beri ilk defa) dostane münasebetlerde bulunuyordu. Emniyet anlaşmalarına iltihak ederek, 9 Şubat 1934’de Yugoslavya Yunanistan ve Romanya ile Balkan Paktı’nı, 1937’de ise önasya’yı ilgilendiren Sadabat Paktı’nı imzaladı. Kemal Atatürk, Türk milletine en büyük hizmetleri yaptıktan, Anadolu’da huzur, intizam ve çalışma hevesini aşıladıktan sonra, maalesef çok erken, 10 Kasım 1938’de vefât etti.
Sayfa 268 - Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü, 3. Baskı.Kitabı okudu
1927’de tedrisata başlayan Hukuk Mektebi (Fakültesi)’nden sonra, 1935’te Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin kuruluşu ile onbir Fakülte ve dokuz yüksek okuldan ibaret olan büyük Ankara Üniversitesi meydana çıktı. Dil ve Tarih Fakültesi’nde Atatürk’ün şahsî isteği üzerine Macar Filolojisi, yâni Hungaroloji kürsüsü de tesis edildi.
Sayfa 268 - Türk Kültürü Araştırma Enstitüsü, 3. Baskı.Kitabı okudu
131 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.