Lazslo Versenyi

Sokratik Hümanizm yazarı
Yazar
9.5/10
3 Kişi
12
Okunma
4
Beğeni
854
Görüntülenme

En Beğenilen Lazslo Versenyi Gönderileri

En Beğenilen Lazslo Versenyi kitaplarını, en beğenilen Lazslo Versenyi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Lazslo Versenyi yazarlarını, en beğenilen Lazslo Versenyi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aşk statik bir hâl değildir, ancak dinamik bir ara hâldir, çünkü bir şeyin eksikliğini duyan, bir seyi gereksinen, isteyen ve bu durumun bilincinde olarak, bir şeyi seven, her kim olursa olsun, zorunlu olarak, o şeyi elde etmeye çalışır: İyiyi bilmek, aynı zamanda onu yapmaktır, ona erişmeye çalışmaktır ve bu nedenle aşk zorunlu olarak, dinamiktir.
Sayfa 136
Aşk her zaman sahip olmayla sahip olmama arasındadır. Aşık sevdiğine hiçbir zaman filen sahip olma durumunda değildir, çünkü sahip olduğu bir şeyi elde etmeye çalışması zaten gerekmez, hattâ gerçekte bu imkânsızdır bile. Öte yandan, aşık sevdiğinden yana, en yüksek ölçüde eksikli değildir ve sevdiğinin yokluğunu ölesiye duymaz, çünkü sevdiğine en azından gizil olarak, eşdeyişle, onu ihtiyaç biçiminde sahip olmasaydı; sevdiği, fiilen kazanılmış, elde edilmiş bir şey olmamakla birlikte, doğası itibarıyla ona ait, onun kendisini tamamlayan bir parçası olmasaydı, aşık onu gereksinmeyecek ve dolayısıyla da sevmeyecekti. Bu nedenle, seven her zaman arada, olumsuz bir konumda bulunur, eksikliği duyulan iyi bir şey olarak, bir şey lere bağlanma hâli içindedir.
Sayfa 136
Reklam
.... metaksu....
Özü aşkla belirlenen insan, daima (zaten olduğu şeyi) bırakıp, (olması gerektiği biçimiyle) kendisine doğru gitmededir. İnsan bir devinimdir, bir aşmadır, "aradaki bir şey"(metaksu)'dir.
Sayfa 136
erdemli bir yaşam doğurtucu bir eğitim hayatıdır.
Eğer her insan iyi bir hayatla ilgileniyor ve iyi bir yaşam için çabalıyorsa ve iyi bir hayata, yalnızca kişinin kendisinin ve başka insanların iyileşip gelişmesiyle ulaşmak mümkünse, iyi bir yaşam bir eğitim sürecinden, bir gelişme sürecinden, kişinin kendisini açımlamasından, gerçekleştirmesinden ve başkalarına kendilerini gerçekleştirme yolunda yardımcı olmasından başka bir şey değildir. Bu da yalnızca doğurtma yoluyla yapılabildiğine göre, erdemli bir yaşam doğurtucu bir eğitim hayatıdır.
Sayfa 133
....eusebeia....
Neyin iyi neyin kötü olduğunu bilen bilge kişi, gerçekten saygıya değer olan bir şeye, eşdeyişle iyinin bizatihi kendisine, zorunlu olarak özen gösterecek, saygı duyacak ve ondan korkup çekinecek; ve zorunlu olarak, olabildiğince iyi olmanın yollarını arayıp, böylelikle, aynı anda, bir insan için bu kadar mümkünse, o kadar tanrısal hâle gelecektir.
Sayfa 113
.... kötü....
Kötülük yapmak öyleyse, yalnızca kişinin başkalarına zarar vermesi değil, ancak aynı zamanda, kendisini de daha kötü kılması, kendisini meydana getiren organizmayn zayıflatması ve hasta etmesi, ruhuna, eşdeyişle gerçek yaşam ilkesine zarar vermesi, ve sonuç olarak da, kötü sağıksız ve mutsuz bir yaşam sürmesi anlamına gelir.
Sayfa 105
Reklam
insanın bütünlüğünü, yalnızca ölçülülük sağlar ve aynı ölçülülük, onun hayatını hoş ve iyi bir hayat hâline getirir. Ölçülülüğün mutçu, hazcı bir erdem olmasınin nedeni, budur.
Sayfa 94
Her ne ya da kim olursa olsun, kendisi ne uygun olan işi yapana, kendisine özgü işlevi yerine getirene, kendi uygun, gerçek amacına ya da iyisine erişene erdemli ya da yetkin bir kimse ya da erdemli ya da yetkin bir şey deriz.
Sayfa 88
Gorgias
Gorgias etik ve retoriğe ilişkin tartışmasına kairos kavramını, doğru an, uygun firsat, elverişli zaman, vb. düşüncesini sokmuştu. Uygun, doğru, yerinde ve zorunlu olan üzerinde israr etmek, iyilik ve erdemin, ya da fiilen ve iş başında iyi olanın, ilgili bağlama ve içinde bulunulan duruma göreli olduğu ve dolayısıyla özsel olarak tanımlanamayacağı anlamına gelmiyorsa eğer, ne anlama gelir? (Yararlı, arzu edilir ve elverişli türden) formel bir tanımın tam tamına, iyilik erdemin göreliliğini yadsımak bir yana, ilke olarak yalnızca göreliliği dile getirdiği ve iyilik ve erdemi, bu terimlerin uygulanabilir oldukları bağlama, şeye, duruma ve zamana göreli olarak yorumlamakta ısrar ettiği için, evrensel bir geçerliliği vardır.
Sayfa 48
Nasıl ki ilâçlar bedeni etkiliyorlarsa, tıpkı bunun gibi, sözler de ruha, ikna yoluyla etki ederler ve "ona, istenildiği gibi biçim verirler." Nasıl ki, ilâçlar yararlı ya da zararlı olabiliyor ve "ya hastalığa ya da yaşama bir son veriyorlarsa" tıpkı bunun gibi, sözler de "zarar bir ikna türüyle, ruhu ilâçlayabilir ve onu tümüyle kendinden geçirip, büyüleyebilir."
Sayfa 49 - Gorgias-Helen'e Övgü 13-14
Geri18
90 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.