Max Beer

Karl Marx yazarı
Yazar
7.7/10
42 Kişi
145
Okunma
16
Beğeni
1.840
Görüntülenme

Max Beer Sözleri ve Alıntıları

Max Beer sözleri ve alıntılarını, Max Beer kitap alıntılarını, Max Beer en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Benimdir dediğin ekmek gerçekte, aç olanındır. Dolaplarında saklı tuttuğun giyim eşyaları gerçekte, çıplak olanındır. Evinde yararsız bir biçimde küflenen ayakkabılar, ayakları çıplak dolaşanındır. Bodrumunda sakladığın paralar, parasız olanındır.. Ama biz, herkesin olması gereken şeyleri mülk ediniyoruz ve böylece topluluğun olması gerekeni yanlız bizimmiş gibi alıyoruz.
"Ayrıca, felsefe her zaman, dünyanın nasıl olması gerektiğine dair fikir beyan edemeyecek kadar geç şekillenmiştir. Evrene dair bir fikir olarak, ancak gerçeklik oluşum sürecini tamamladıktan ve son halini aldıktan sonraki dönemde ortaya çıkar. Bu anlayışın ne öğrettiğinin tarih tarafından ispat edilmesi gereklidir, yani ideal aynı dünyayı yeniden şekillendirdiği, entelektüel bir alan olarak gerçekliğin cisminde kavranabildiği için, ancak gerçeklik tamamlandıktan sonra, gerçeğe göre ortaya çıkar. Felsefe, varoluşun üzerine kendi damgasını vurduğunda, söz konusu yaşam formu eskimiş olur ve bu damga onun yenilenmesini değil sadece fark edilmesini sağlar. Minerva'nın baykuşu ancak alacakaranlık çöktüğünde uçmaya başlar." (Hukuk Felsefesi'nin önsözü) Hiçbir materyalist bunu daha iyi ifade edemez: Baykuş -bilgelik sembolü- ancak gece, dünyanın yoğun faaliyetleri sona erdikten sonra uçmaya başlar. Buna göre önce evrene ulaşır, ardından düşünceye yöneliriz; önce varoluş, sonra bilinç ortaya çıkar.
Reklam
Para söz konusu olunca ana, baba, dost, arkadaş bir yana bırakılıyor. Yeryüzü bir baştan bir başa kana bulanıyor. Savaşlar cinayetler onun uğruna işleniyor. Para bunların en kötüsünü de yaptı, aşkı öldürdü.
İlkçağ komünizmi çağımızın komünizmine, her ikisinin de maddi amaçları göz önünde tutmaları bakımından benzemektedir. Oysa maddi olmaktan çok, dini ve ahlaki niteliklerden ötürü Ortaçağ komünizmi diğer ikisinden ayrıdır. Bundan dolayı, çağdaş insanın ilkçağı anlaması duygu ve düşünce biçimi kendisine ortaçağı anlamasından çok daha kolaydır. İlkçağ düşüncesi de çağdaş düşünce de, mantıki ve bilimseldir. Ortaçağ düşüncesi ise tersine, akla aykırı, mantık dışı ve mistiktir. Ortaçağ düşüncesi tarih olaylarını, genel bir teori içinde zaman ve mekandaki yerlerine koyarak eleştirmeli biçimde ele almaz. Daha çok, arkasında tanrısal sırların bulunduğu birer görüş sayar. Kutsal kitaplarda yazılı olanları noktası noktasına almaz. Çağdaş insan, maddi bakımdan gelişme ve başarı arayan kimsedir. Buna karşılık Ortaçağ insanı ise her şeyden önce ezeli ve ebedi değerler arar.
Hugo Grotius “Savaşın ve Barışın Hukuku Üzerine” adlı eserinde şöyle der. “Dünyayı yaratır yaratmaz Tanrı, bütün daha aşağı dereceden şeyler üzerinde insana hak tanıdı. Bundan ötürü, ilk zamanlarda herkes her istediğini alabiliyor ve gücü yettiği herseyi tüketebiliyordu. Ama bu durum insanların çok basit bir şekilde yaşadıkları ya da birbirlerine çok sağlam karşılıklı bir sevgiyle bağlı oldukları sürece devam edebilirdi. Birinci duruma, bu şekilde yüzyıllar boyunca yaşamış olan bazı Amerika halklarında rastlıyoruz. İkinci duruma ise Essenien’lerde ve Kudüs’ün ilk hristiyanlarında rastlıyoruz.
Aristo’ya göre devlet adamının en baş görevi, devlet içindeki güçler arasında sürekli bir denge kurmaktır. Ne çok zengin ve güçlü ne de çok yoksul ve güçsüz yurttaş olmalıdır. Çünkü zenginliğin de yoksulluğunda artışı devlet için tehlikelidir. Bir ülkede eşitsizlikler, ezilenleri yasa değiştirmek isteğine doğru sürükler. Bunun ardından halk yığınlarını ayaklanmaya iten söz avcıları, demagoglar ortaya çıkarak oligarşi isteyen halk düşmanlarının ayaklanma yapmalarına ve anayasayı diktatoryaya doğru çevirmelerine yol açarlar.
Reklam
187 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.