Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Mazak

Mehmet MazakGündelik Hayattan Renklerle Eski İstanbul yazarı
Yazar
Çevirmen
7.2/10
13 Kişi
54
Okunma
1
Beğeni
2.207
Görüntülenme

En Beğenilen Mehmet Mazak Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Mehmet Mazak sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Mehmet Mazak kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütün esnaf gruplarının bir piri vardır. Kayıkçı esnafının piri de Hz. Nuh (A.S)’dır.
Şehr-i İstanbul'da Kayıklar ve Kadınlar
"Hamlacılarda kürekleri çekerlerken hanım müşterilere bakmamaya özen gösterirler. Hamlacılar için kural hanım müşterilere bakmadan sağ veya sol omuz hizasından başka yöne bakması şeklindedir."
Reklam
Mavna ve mavnacılık mesleğinin ilk başlaması Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethiyle başladığı yazılı kaynaklarda belirtilmektedir.
Gerçektende umumi tuvalet konusunda Osmanlı toplumunun, çağdaşları Batılılardan çokça ileri olduğu rahatlıkla söylenebilir. İngiltere Kralı VIII. Henri'nin 1544 yılında Cambridge kasabasının sokaklarını kaplayan dışkı ve pislikten şikâyet etmesi bu anlamda manidardır.
Sayfa 130Kitabı okudu
Elçilik Kayıkları Ait oldukları milletin milli rengine boyanırdı. En büyünün uzunluğu 50 ile 65 ayak; genişliği de altı ayak kadardı. Yabancı elçilerin bindikleri kayıkların kürekleri Devlet -i Osmânî tarafından sınırlandırılırdı. Elçilerin bindikleri elçilik kayıklarına bayrak çekmeleri yasaktı. Ancak III. Selim’den izin çıkmasıyla bayrak çekmeye başlamışlardır. Elçilik kayıkları genelde piyade kayığından olurdu. Piyadeden farklı süslü olması, kürek sayısının fazla olması, bu kayığa gösteriş sağlıyordu. Elçilerin, halka karşı padişah ayarında olması şöyle dursun, onu hatırlatacak bir saltanatla tekne kullanılmasına hiçbir zaman izin verilmemiştir.
Peremelerde amaç, bir yerden bir yere mümkün olan en fazla hızla gitmek ve çevreye caka satmak olmayıp, cefakar bir eşek ya da araba atı gibi, kabil olduğu kadar insan ve yük taşımak olduğundan, tipleri ve yapılışları da, bu ticari niteliklerine uyduruluyordu.
Reklam
Mavna Maûne; Yük taşıyan büyük kayık. Mavna, yelkenli ve kürekle tahrik olunur, güvertesiz, ağır ve büyücek kayık ki, başlıca iskeleden gemilere yük naklinde kullanılır. Arabî de erzak nakline mahsus demektir. Başka bir ifadeyle Mavna, limanlara yanaşamayan, şamandıralara bağlı olarak yükleme Ve boşaltma yapan gemilerle yakın kıyılara yük taşıyan güvertesi olmayan tekne demektir. Mavnaların batık gemilerin çıkartılmasında da kullanıldıkları bilinmektedir.
Hünkar Kayığı Padişahların bindikleri kayık hakkında kullanılır bir tabirdir bu kayıklar som gümüş parmaklıklı oldukları gibi, yine gümüşten dört sütuna istinat eden birer köşkü vardı. Köşk’ün kumaşı kırmızı saçaklı çuhadandı. Üç tane de feneri vardı. Padişahlar köşkün içinde oturur, arkalarında da Bostancıbaşı dümen tutardı.
Şehr-i İstanbul'da Denizin Vücutla İlk Teması: Deniz Hamamları
"(...)Kadınlara ait olanlar ve erkeklere ait olanlar diye iki türlüdür. İki hamam arasında seslerin duyulamayacağı kadar bir mesafe olma koşulu vardı."
Reklam
Boğaz içi Dilberi:Piyadeler
"Piyadeler en ince yapılı kayıklardır. Uzun ve dardırlar. Abdülhak Şinasi Hisar'a göre düş kurmak ve düşlere dalmak için bunlardan daha uygun beşik yoktur. Bu beşikleri de hilali, bembeyaz gömlekli, ateş, al vişne çürüğü, kahverengi saltalı hamlacılar (birinci kürek), sigoryacılar (ikinci kürek) ve de mangacılar (üçüncü, dördüncü ve beşinci kürek) sallar."
Ön Söz
"Üç tarafı denizlerle çevrili bu kadim şehre Arap dünyasında 'Ümm-i Dünya' (Dünya'nın anası) denmiştir."
İstanbulKitabı okudu
Pereme Bizans döneminde kullanılan deniz üzeri binek vasıtalarını pereme denilen kayık türü oluşturmaktadır.
Hünkarın en gösterişli kayığı herhalde on kürekten yukarı ve genellikle 16 kürekli olurdu. Padişahların çeşitli vesilelerle on üç, on iki, yedi çifte piyadelerle dolaştığı olurdu. Osmanlı devletinde padişahların ve saray mensuplarının, Boğaziçi, Haliç gezilerinde bindikleri teknelere “Saltanat kayıkları” denilirdi. Saltanat kayıkları tezyinat ve süslemeleriyle birer yüzen minyatür saray görünümünde olurdu. Bu kayıklar, İstanbul’da Tersane-i Amire’de İnşa edilirdi. Kayıklar, bindirme veya armuz kaplama tarzında yapılır, özel olarak biçimlenir ve süslenirdi. Uç kısımları helezonik kıvrımlı baş şekilli Kancabaş, ileriye doğru mahmuz şeklinde uzamış baş şekilli kemanebaş, veya bordalarında hilal şekilli kabartmalar tüm bu koleksiyonu, dönem ve üslup olarak birbirinden ayırırdı.
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.