Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mesut Varlık

Mesut VarlıkEdebiyatın Taşradan Manifestosu yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
Editör
8.9/10
8 Kişi
19
Okunma
5
Beğeni
3.864
Görüntülenme

Mesut Varlık Gönderileri

Mesut Varlık kitaplarını, Mesut Varlık sözleri ve alıntılarını, Mesut Varlık yazarlarını, Mesut Varlık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
151 syf.
9/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
İçerisi neresi, dışarısı nere?..
Kitap, bir sempozyumdan doğmuş, farklı yazarların farklı yönlerden taşra ve merkeze, topluma, sanata bakışlarını içeren yazılardan oluşmuş bir kitap. Farklı yazarlar ve farklı pencerelerle içinde zengin düşünceler barındırıyor. Okur bu kitapta genel itibarıyla "içeridekiler" ve "dışarıdakiler" ile karşı karşıya. İçerideki kimdir, dışarıdakine nasıl bakar, ya dışarıdaki içeridekine nasıl bakar, ya kendilerine nasıl bakar bunlar? En önemli mesele olarak: İçerisi neresi, dışarısı nere?.. Modernleşme sürecinde taşranın ve merkezin çoklu ve karmaşık anlamlara kavuşması, birbirlerine karşı sürekli değişken bir biçimde konumlanmaları, birbirlerine dönüşmeleri, kendi içlerinde tavsamaları ve bunların sanata, edebiyata, en çok edebiyata yansımaları... Edebiyatın tarihsel ve sosyolojik yönleriyle, psikolojik altyapısıyla ilgilenen okur için, bir okur olarak ayaklarının bir parça daha yere sağlam basmasını temenni eden okur için tavsiye edebileceğim hoş bir kitap. Meraklısına.
Edebiyatın Taşradan Manifestosu
Edebiyatın Taşradan ManifestosuMesut Varlık · İletişim Yayıncılık · 201512 okunma
Şükrü Erbaş konuşuyor
Herkesin "boncuklu bir cümlesi" olsun, kendisini seveceği. Kimse yalnızlığını ötekine göstermekten utanmasın.
Reklam
Dünyaya fırlatılmış, atılmış olduğumuz fikri zihnimize üşüşünce ama korkuyoruz da... Ya her şey geçici bir yanılsamaysa... Bu hepimizin yalnız olduğu, taşrada olduğu ve evi özlediği gerçeğini değiştirmiyor.
Modernleşmenin Yanılgısı, Türkiye'nin Modern Sancıları
Modernleşmenin olanla değil de olması gerekenle ilgilenen doğası, normatif ve hiyerarşik ilişkilerle beslenmesi, taşranın bir türlü özgün koşullarıyla kendini kuramamasına yol açmıştır. Gramsci'nin tezindeki "organik aydın"ını bir türlü bulamamış, onun yerine "ilerleme misyonu yüklenmiş aydın" tipiyle yolunu çizmeye çalışmış bir Türkiye, ilericilik ve muhafazakârlık kavramlarına dair de sert ve uzlaşması sorunlu konularla uzun yıllar boğuşmak zorunda kalmıştır.
Kavramsallaştırılan bir mekân olarak taşra, mekânsallaştırılan bir kavram oldu. Böylece merkez açısından daha kullanışlı bir malzeme hâline gelen taşra bugün kent yaşamından kaçışın öznesi hâline geldi. Oysa insanların erozyonu tarih boyunca merkezden başlamıştır ve merkezde ne kaybedildiyse taşrada onun boşluğu kalır.
151 syf.
·
Puan vermedi
Yapılan sempozyumdan sonra katılımcıların taşra ve merkez arasında sıkışmış edebiyat hakkındaki yazılarından oluşuyor kitap. Tüm yazarların ortak görüşü taşranın ve merkezin göreceliği, sürekli değişen taşra ve merkezin aslında bize odak noktanın burası değil metnin kendisi olduğunu göstermektedir. Merkezin taşra üzerindeki engelleri şu an ki sosyal medyayı göz önüne alarak şöyle diyebiliriz. Artık edebiyatın sosyal medyadaki gruplaşmalardır. Çünkü eserin kolayca adından söz ettirilmesi, kendini duyuracak alana sahip olması merkez olarak algılanıyorsa şu an kurulan sosyal medya ağlarının yaptığı şey budur. Özellikle grupça bir yayınevinde kitap çıkartmaktan tutun, grupça dergilerde yer almak bile aslında ilerleyen teknolojinin taşralığı( yalıtılmışlığı) ortadan kaldırmayıp dönüştürdüğünü bize göstermektedir. Ama su katılmamış her taşralı gibi* bizlerin bu sosyal medya cemaatlerinin bönlüğünden sıyrılıp yalnızlığın allamesine geçmemiz gerekmektedir
Edebiyatın Taşradan Manifestosu
Edebiyatın Taşradan ManifestosuMesut Varlık · İletişim Yayıncılık · 201512 okunma
Reklam
'Taşra oturup bekleme yeridir," diyor Ahmet Hamdi Tan­pınar. Hatta Balzac da şöyle diyor: "Yeryüzünde hiç kimse, işlerini köylüler ve taşralılar kadar derinlemesine ve her yö­nüyle incelemez. Bu nedenle düşünceden işe geldikleri za­man, her şey tamamdır."
Sayfa 84 - İLETİŞİM YAYINLARI
Hadi hayırlısı!
Devletin eski sevenleri yok artık. Devlet sevenlerini küs­türdü. Bunun farkında...
Sayfa 45 - İLETİŞİM YAYINLARI
Utanç tablomuz...
1921'in Ocak ayında Mus­tafa Suphi ve on dört yoldaşı Karadeniz'e bırakılır. 1938'de Nazım Hikmet, Kemal Tahir, Hikmet Kıvılcımlı ve yirmi yaşındaki Kerim Korcan içeri alınır. 1948'de Sabahat­tin Ali öldürülür. Hele ki Kürtlere uygulanan "te'dip ve ten­kil" hatta imha, unutulur gibi değil: 1921'de Koçgiri, 192S'te Şeyh Sait, 1937'de Seyid Rıza ...
Sayfa 49 - İLETİŞİM YAYINLARI
Ben su katılmamış, has bir taşralıyım!
Sayfa 26 - İLETİŞİM YAYINLARI
Reklam
Var tabii...
Cemal Süreya'nın 'Kahvaltı' diye iki dizelik bir şiiri var, bilirsin: Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem, Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı, der....
Sayfa 19 - İLETİŞİM YAYINLARI
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.