Yaşama sevinci, hayata karşı mutluluk ve var olduğunu başkalarına fark ettirerek kendisini idrak etme, kendi varoluşunu hissetmenin ilanıdır teşhir. Yaşama sevinci en çok cinsel hazla ve sevişme anında hissedilir.
Aşk dediğimiz şey cinselliği kutsamak, ona estetik bir kılıf giydirmek, onu bir hikayeye bağlamak içindir. Tutkuyu ateşleyen, diri tutan bir hikâye olmadan aşk olmaz.
Aklı hep ölümde olanlar hayatın bırakın ayrıntılarını, ana hatlarını bile kavrayamaz. Hayata hep son durakta. bütün yolcular indikten sonra katılmaya hazırlanırlar, Ve hiçbir şeye şahit olmadan, hiçbir şeyi yaşayamadan ölüp giderler.
Parayı hor görüyorsun, biliyorum. Para aşağılık bir şey, doğru; ama dünya seks gibi bu aşağılık şey etrafında dönüyor. Tecavüz vakaları oluyor diye seksi yasaklarsan üremeyi durdurursun. Şu aşağılık para da öyle; insanlarda para hırsı olmazsa üretim olmaz insanlık ilerlemez herkes açlıktan ölür.
Birbirinin dilini bilmeyen iki âşıkla aşk pekala mümkün. Dile ancak aşkları tükenmeye başladığı zaman, büyüyen mesafeye gerekçeler icat etmek için ihtiyaç duyarlar.
Dil olmadan neleri anlatabilirler? En verimli diyalog karşı cinsten, birbirinden etkilenen iki kişi arasında geçer. Öpüşüp koklaşmak, cinsel ilişkiye girmek, birbirlerinin nelerden hoşlandıklarını anlamak hiç zor değildir. Dil olmadan bir ömür geçirebilirler.
Muhafazakârlik insanın en mahrem, en saygın, en kutsal inanç alanını, sanatı ve edebiyatı siyasi rekabetin ahlaksızca, inançsizca ve fütursuzca kullandığı sıradan sömürü malzemesine çevirmek- tir.
Kadın vermez, alır. Erkek jargonu ile bir kadın için "verdi" demek, aslında gerçekleşen alışverişin tam tersini söylemektir. Kadın erkeğin ilgisini cezbeder, cesaretlendirir, onun aşk cümlelerini, hediyelerini, aklını alır.
Bedenler farklıdır. Cinsel organlar farklıdır. Her erkeğin dokunuşu, kadına sarılırken, onu kucağına alırken hissettirdiği gücü, şefkati farklıdır. Seks biraz da acıdır. Sevişirken her erkekten kadının payına düşen acıda farklıdır.
Aldatma Tanrisaldır. Tanrı bilinmek istediği için yaramadı mı insanı? Şeytan, Adem'e secde etmesi emredilince, aldatıldığını düşünüp kıskançlık krizine kapılmadı mı?
Sebep arzudur. Bir kadın arzu ettiği nesneyi değil, arzu etmeyi sever. Arzu nesnesi değişir, arzunun kendisi ise hep aynı kalır. Hedefine ulaşınca, istediğini elde edince arzu edilen nesnenin değeri kalmaz.
Bazen iyilikler kaybolur, kötülükler zamana egemen olur. İşte o zamanlarda geçmişin soylu yarattığının mirası ile geleceğin arayışları arasındaki bağı kurmak gerekir. Tarih hep o bağı kuran halkalarla ilerler.