Neslihan Acu, Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdi.Üniversitede öğrenciyken yazmaya başladı, bazı edebiyat ve çeviri dergilerinde yazı ve çevirileri yayımlandı. Daha sonra, uzun yıllar mühendislik ve tekstil pazarlamacılığı yaptı. 2003–2009 yılları arasında İzmir Life dergisinde röportajcı olarak çalıştı. 2004 yılında ilk romanı Meltem K’yı Kim Öldürdü yayımlandı. Daha sonra Kadından Donkişot Olmaz (2004), Ne Güzel Bir Hiçlikti Aşk (2006) ve Kuzgunun Şarkısı (2007) romanları yayımlandı. 2008 yılından bu yana Medyatava internet sitesinde medya yazıları, zaman zaman da kitap ve film eleştirileri yazıyor. Çizgi roman koleksiyonu yapıyor, sinema ve caz tutkunu.
Böylesine gelişmiş bir canlı türünün, yani insanın bu kadar duyarsız olmasına çok üzülüyorum. Başkalarının acılarını anlayabilseydik dünya çok farklı bir yer olurdu. Hayvanlar acıyı çok daha iyi anlayabiliyorlar. Hiç olmazsa onlar kadar olabilseydik.
Neden dünya böyle kâbus gibi bir yer?
Ve neden bu kadar çok kötülük var? Sanırım, "iyi insan"lığa giden bütün yollar tıkalı olunca, insanlar can havliyle “kötü insan" olmayı seçiyor. Ve bu durum, dünyayı çirkin bir yer yapıyor.
“Hayat, siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.” der John Lennon ancak devamını getirmez: “Planlarımız altüst olursa yeniden mi başlamalıyız yoksa her şeyi kabullenmeli miyiz?” İşte bu soruya kentte lüks bir yaşam süren Gümüşsoy Ailesi’nin zorunluluktan dolayı köye yerleşmesiyle nasıl bir yanıt verdiğini eğlenceli olduğu kadar dilin olanaklarından da sonuna kadar yararlanarak vermeye çalışıyor çağdaş yazınımızın İzmirli temsilcisi Neslihan Acu. İki çocuklu bir aile düşünün ki kentte zengin ama amaçsız, mutsuz, aynı evde birbirlerinin iç dünyalarından habersiz yaşarken(ki bu yaşamak sayılır mı?) bir anda babaları, artık beş kuruşumuz kalmadı, köye yerleşeceğiz, diyor. Devamı; tüketim, kırsal yaşam ve varlık-yokluk üzerine düşündürürken arkadaşlığa, yaşama ve dayanışmaya dair ölmez tohumlar eken, her şeye karşın “Birlikte olunca her güçlük aşılır.” iletisini veren “Neydik N’olduk Ailesi”nde. Günışığı Kitaplığı'ndan yayımlanan bu romanı özellikle yetişkinlerin de okuması gerektiğini düşünüyorum çünkü günlük telaşlarımızdan dolayı ne yazık ki yaşamı ıskalıyoruz; sevdiklerimizin neler hissettiğini, iç dünyalarının ne durumda olduğunu biliyor sanıyoruz ama aslında hiçbir şeyden haberimiz yok. Belki bu kitabı okuduktan sonra benim yaptığım gibi sizler de içinize dönük bir sorgulama yaparak neleri kaçırdığınızı belirler ve hiçbir şey için geç değildir diyerek yeni bir yaşama başlayabilirsiniz. Ne dersiniz? Neden olmasın?
hakantokdemir.blogspot.com
Bir çocuğun haklı isyanını okudum.. Sorgulayan, eleştiren, düşünen, mutlu olmak isteyen 16 yaşındaki Serap'ı okudum.
Abim tam 16 yıl okudu ve bir kırtasiyede çalışmaya başladı. Halbuki ilkokuldan sonrada kırtasiyecide çalışabilirdi, boşa gitti 8 yıl diyor.
Hemen hepimizin kendinden bir şeyler bulabileceği bir kitap yazmış Neslihan Acu. Güncel meseleleri dile getirerek ama taraf tutmadan, sıkmadan, içten bir gençlik romanı. Kalemi okunması gereken biri, günümüz gençlik sorunlarını ve çözümleri açısından dikkate alınması gereken bir kalem olduğunu düşünüyorum.
Hemen her duyguyu barındırıyor içinde Z Yalnızlığı. Bu kadar beğeneceğimi düşünmemiştim açıkçası.
Z YalnızlığıNeslihan Acu · On8 Kitap · 201676 okunma
Neslihan Acu'nun gençliğe seslenen ilk kitabıdır. Serap'ın yaşamdaki derin yalnızlığını ve yaşadıklarını onun zihninden geçenlerle birlikte psikolojik bir düzlemde aktarır. Serap hem ailesinin hem de arkadaşlarının içinde, okulda ve yaşamın birçok noktasında kendini dışlanmış hisseder. Ailesinden şiddet görür, burslu kazandığı kolejde arkadaşları tarafından dışlanır, alay edilir. Dayısının oğlu onu korur, gözetir gibi görünür ama birçok kez taciz eder. Serap, bu durumu annesine söylemesi gerektiğini düşünse de annesinin onu anlamayıp üstüne bir de suçlayacağını düşünerek söylemekten vazgeçer. Neslihan Acu'nun kurgusunda tacize uğrayan gençlere çözüm yolu sunmaması ve kahramanını olay karşısında suskun bırakması olumsuz anlamda getirilebilecek önemli bir eleştiridir. Hem tacize susmak zorunda hisseden gencin hem de aile baskısı ve sınav stresi yüzünden intihar eden Zeynep'in düşüncelerini asıl okuması gereken gençler değil anne babalardır. Kitapta bu konuda ileti ve eleştiri de zaten aileleredir. Neslihan Acu, romanında taciz, şiddet, psikolojik şiddet, intihar konularını işlerken psikolojik açıdan iyi çalışılmış bir kurgu ortaya koyar. Roman kahramanı Serap'ın yaşamdaki tüm yalnız bırakılmışlığına ve olumsuz deneyimlerine rağmen içinde her zaman yeşeren umutları bulunur. Kitabın gençlere vermek istediği asıl ileti de budur.