Orhan Bahtiyar Gönderileri
Orhan Bahtiyar kitaplarını, Orhan Bahtiyar sözleri ve alıntılarını, Orhan Bahtiyar yazarlarını, Orhan Bahtiyar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tüm mesele bilgiye hakim olabilmek ve bilgiyi özümseyerek kullanmaktı. Ancak o zaman bir ulus, sığ sulardan kurtulabilir; okyanuslara ve hatta yıldızlara yelken açabilirdi.
Tesadüf ile gizem arasındaki ayrımı tek bir şey yazacaktı; zaman...
Sayfa 143Kitabı okudu
Bilmediğiniz şey sizi etkileyebilir, ama görmeyi reddettiğiniz şey sizi öldürebilir.
Sayfa 41Kitabı okudu
“ beyninden şu para hırsını, zenginlik deliliğini, şöhret aptallığını ve kendini beğenmişlik budalalığını çıkar. Ondan sonra seni tanıyalım: bakalım kaç dirhem geliyorsun!”
·
Puan vermedi
Elohim’in Çocukları // 
Orhan Bahtiyar
.
Kayıp kıta Mu…
Herkesin adını duyduğu, zaman zaman merakına esir olup ufak da olsa araştırma yaptığı medeniyetin izleri.
Orhan Bahtiyar’ın Mu efsanesinden yola çıkarak yazmış olduğu, okurken sizi sürekli araştırmaya teşvik eden fantastik bir metin “Elohim’in Çocukları.”
Tahsin Bey ve James Churcward’ın miraslarını devralan torunlarının Hindistan’da kesişen yolları, dedelerinin izinden gitmek için onlara vesile olur.
Başarılı tarihçi Mustafa Kemal Mayatepek ve arkeolog Chris Churcward, binlerce sene önce milyonlara mezar olan, hiçbir şekilde bulunamayan Mu’nun izindedirler artık.
Pasifik’in ortasında uzun soluklu bir araştırma ile her şeyin kaynağına ulaşıp, tarihin skalasını değiştirmek adına solucan deliğine yapılan yolculuk dengeleri nasıl altüst edebilir?
Tarihin arayışında “cehalet” de boş durmayacak, elinden geleni ardına koymayacaktır.
Sırlar, efsaneler, düşler adeta sarmal yapmıştır metinde.
Uzun araştırma ve emek kokan, tarihile kurgunun harmanlandığı, soluksuz bir okuma sunmuş Sayın Bahtiyar okurları için
Bambaşka bir evrene ışınlandım.
“ Her şey bir yana on iki bin bel yüz sene önce battığı söylenen bir kıtaya gitmiş gelmişti. Zamanda yolculuk muydu yaptığı yoksa ömrünün en uzun rüyası mıydı ona gösterilen? Çözememisti hâlâ. Çözmek istediğinden de emin değildi. Ancak bildiği tek bir gerçek vardı. Tesadüf ile gizem arasındaki ayrımı tek bir şey yapacaktı; zaman...”