Orhan Koloğlu

Abdülhamid Gerçeği yazarı
Yazar
Çevirmen
8.1/10
127 Kişi
500
Okunma
50
Beğeni
5,9bin
Görüntülenme

Orhan Koloğlu Sözleri ve Alıntıları

Orhan Koloğlu sözleri ve alıntılarını, Orhan Koloğlu kitap alıntılarını, Orhan Koloğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Faysal'ın çevresindekiler içinde bazı kimselerin böyle bir işbirliği için onu zaman zaman teşvik ettiklerini Fevzi Kavukçu anılarında belirtiyor. Kardeşi Kral Abdullah da hatıralarında, eski Osmanlı subaylarından olup Faysal'ın emrine giren Galip Şaalan'ın Türk ve Arap bağımsızlık harekeılerini birleştirmek yolunda, Şam'dan çıkarılışından sonra Faysal'a öneride bulunduğunu kaydediyor. M. Kemal buna teşekkür etmiş ve o cepheyle ilgili olan Kazam Karabekir'e talimat verildiğini kaydedip bir de özel muhabere şifresi göndermiştir. Anadolu'nun gayet kötü dunımda olduğu sırada yapılan bu girişime yine de olumlu cevap verilmesi Ankara 'nın her iyi niyeti değerlendirdiğini, ama daha fazla bir şey yapacak durumda olmadığını gösterir.
Sayfa 152
1920 yılının Ocak ayının hemen başında Faysal'ın -bazı prensip ayrılıklarına rağmen- Fransızlarla anlaşma imzalaması ve şartlarını kabul etmesinde çevresindeki bazı milliyetçilerin de böyle bir işbirliğine taraftar olması rol oynamıştır. Tam bağımsızlığı vermedikleri için Fransızlara karşı olduğu halde antlaşmaya razı olması bir bakıma Şerif'in onların gücünü de arkasına alması anlamını taşıyordu. İngilizlerin arzularına da karşı çıkmamış oluyordu. Nitekim kısa bir süre sonra, 1920 Mart'ın da krallığını da ilan etti.
Sayfa 143
Reklam
Bu yazışmalardan, Türk Milli Mücadelesi'ne dayanan ve Mustafa Kemal'i odak yapan bir kampanyanın Arap dünyasında mevcut olduğu açıkça anlaşılıyor. içeriklerine bakarak, M. Kemal tarafından değil Suriyeliler tarafından hazırlanmış bazı bildirilerin ellerde dolaştığı farkediliyor. Fransızların eline geçen "Osmanlı Milli Kuvvetleri ve Milli Mücadele Kumandanlığı." tarafından yayınlandığı ileri sürülen bir bildiri bu davranışın ilginç bir örneğidir: "Suriye'nin şerefli Müslüman halkına! Ey birleşmiş Araplar, Fransızlara karşı siz kendi tarafınızdan, biz kendi tarafımızdan ayaklanalım. Mücahitlerimizin verdikleri haberlere göre Fransızların kuvvetleri azdır.(...) Zaten yakında Alman ordusu Fransa'yı işgal edecek. Ordumuz martın ilk günlerinde Harput'u, Maraş'ı, Ayıntab'ı, Adana'yı ve Suriye'deki Fransızları da atacak. Kuvvetlerimizi birleştirirsek iki ay sonra Fransa kalmaz. Erkanıharp Miralayı Adil Bey'i size yolluyorum. Sizinle Milli Mücadele'nin eğitim ve programını hazırlayacak. Bütün Osmanlılar ve İslam dünyası sizden bunu bekliyor. Yakında İzmir'i aldıktan sonra Suriye'ye yürüyeceğim. Ey Müminler! .. İslam birliği size cihadı emrediyor." Alman ordusu teması, bir anda İzmir'i alıp Suriye'ye yürümek, iki ayda Fransızları yok etmek gibi fanteziler M. Kemal'in üslubuna uymuyor. Ve açıkca kendileri örgütlenemeyen Suriyelilerin propaganda ile hava yaratmak istediklerini ortaya koyuyor.
Sayfa 143
onu da biz yapalım aq
Yeni bilgilerle ispatı gerek ama, öyle anlaşılıyor ki, Suriye'dekiler Türkiye'den gelecek bir muntazam kuvvetin işi yürütmesini bekliyorlar. Suriyeliler böyle bir iş için örgütlü olmadıkları gibi Milli Kuvvetler de henüz Yunan hareketini durdurabilecek güçte değildi. Hele güney bölgesinde henüz çete savaşının ötesine geçilmemişti. Dolayısıyla iyi niyetten öteye gidemeyen bir tasarı olarak kaldı.
Sayfa 139
İngilizlerin çekilme hazırlığı yaparken, Faysalcıların Fransızlara karşı direnme hazırlığına başladıkları, ama bunun için M. Kemal'le birleşmeyi düşünmedikleri , zira onun hemen Halep'i işgal etıneyi planladığı rapor edilmiştir. Zeyd de ağabeyi Faysal'ı Mustafa Kemal'e karşı uyarıyor ve onunla birleşen Acemi el Sadun ile Kürt kuvvetlerinin Suriye'ye inebileceklerini hatırlatıyordu. Bu mesajı ele geçiren İngiliz örgütünün yargısı şöyleydi: "M. Kemal Suriye'ye saldıramaz Araplar onu bahane edip kuvvetlerini artırmaya çalışıyorlar." Ancak bir kere şüphe İngilizlerin de içine düşmüştü. Aynı raporda "Arap milliyetçilerinin yabancılara karşı M. Kemal ile işbirliği yapmaları ihtimali dışlanmamalıdır" deniyor. Bunun sonucu M. Kemal'in Araplarla ihtilalci ilişkileri üzerinde araştırmalar arttı.
Sayfa 134
Bu konuşmadan az sonra M. Kemal İstanbul 'da işsiz bir paşa olarak dolaşırken, bir önemli kişi kendisine Araplar hakkındaki düşüncesini sormuş ya da sordurmuştur. Bu ikinci önemli tanık ltalya'nın lstanbul'daki Siyasi temsilcisi Kont Sforza'dır. Aldığı cevabı şöyle aktarıyor: "Artık Araplar konusunu konuşmak istemem. Türk yönetimlnin Araplar üzerindeki devamında ısrar etmek, bizim gücümüzün zayıflamasının temellerinden biridir." Bu sözlerden M. Kemal'in Araplara bağımsızlıklarının çok önce verilmesi yanlısı olduğunu düşürunek mümkündür.
Sayfa 132
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.