Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Orhan Koloğlu

Orhan KoloğluAbdülhamid Gerçeği yazarı
Yazar
Çevirmen
8.1/10
127 Kişi
493
Okunma
49
Beğeni
5,7bin
Görüntülenme

Orhan Koloğlu Sözleri ve Alıntıları

Orhan Koloğlu sözleri ve alıntılarını, Orhan Koloğlu kitap alıntılarını, Orhan Koloğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şerif Hüseyin'in meşru Halife'ye karşı ayaklanması en çok Hindistan Müslümanları arasında tepki yarattı. Davranışını onaylamadılar. Irak'ta Türk ordusuna karşı savaşan Hint birliklerindeki Müslümanların fırsat buldukça kaçarak sığınmaları, İngilizleri bazan zorda bıraktı. Fakat savaştan sonra özerklik vaadiyle Hintli liderlerle anlaşmaya varılınca bu direnç de kesildi. Böylece dünya çapında yürütülmek istenen cihad ve İslam Birliği projesi tam bir fiyasko ile sonuçlandı.
Son Tevfik Paşa hükümeti Misakı Milli'yi anmak ve uyumlu davranmakla Damat Ferit'in İstanbul'la Ankara arasında yarattığı düşmanlığı, yani milletin ikiye ayrılmasını hayli hafifletmişti ama yine de "kayıtsız şartsız bağımsızlık ve milletin kendi kaderine hakim olması" ilkelerini, yani insanlığın 20. yüzyılın başında varmış olduğu yeri hâlâ anlayabilmiş değildi. Çağın gerisinde kalma deyimine bundan daha güzel bir örnek verilemez. Barış görüşmelerinde milletin haklarını savunmak üzere tayin edilecek bir zatın İstanbul'a gönderilmesi yolunda sadrazamın Ankara'ya adeta talimat verir üslubu bu şaşkınlığın belgesidir.
Sayfa 284 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Vahdettin'i Hilafetle ilgili olarak çok rahatsız eden bir diğer olay da, İslam mücahidi olarak hem Türkler hem de Araplar arasında büyük bir üne sahip olan Ahmet Şerif es Sünusi'nin TBMM'ne sığınmayı yeğlemiş olmasıdır. Şeyh bununla da yetinmemiş, Sultan/Halife'ye, idama mahkum ettirdiği M. Kemal ve arkadaşlarının gerçek
Sayfa 256 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Tek tek her ferdi ulusal bilinçlenmeye ulaşmadıkça başarının olanaksızlığını ileri süren Atatürk, Büyük Zafere erişmesinden beş ay önce orduların teftiş etmiş ve istediği kıvama varılmış olduğunu saptamıştı. Mecliste, ordunun boşu boşuna hareketsiz durduğundan yakınan ve bu durgunluğun eylem yapacak nitelikte olmamasından ileri geldiğini iddia
Sayfa 238 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Mısır gazetesi Mokattam,
"Türklerin milli dirençleriyle övünmeye hakları var. Bu gururun bir kısmı, birinin eylemi tüm değerlerine de mal olduğu için bütün doğunun üzerine fışkırıyor. İsviçreliler ve Amerikalıların çok önce yaptıklarını yapıyorlar. Davasının doğruluğuna inanan, onu şerefini aramağa ve özgürlüğünü savunmak için ölmeğe iten milli hızla canlanmış her halkın yaptığını yapıyorlar."
Sayfa 210 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Mısır'da Türkiye ve Mustafa Kemal ögesi, bağımsızlık için yapılan gösterilerde önemli bir araç oldu. Resimleri basıldı mitinglerde dolaştırıldı. Kütleler, İngilizlerin önerdiği gibi "bağımsızlık" değil "tam bağımsızlık" istiyorlardı. Ancak liderleri işleri pazarlıkla çözme yanlısıydılar. Mısır'daki yankılanmayı yöneticileri Hristiyan ve temelde İngiliz yanlısı el Mokattam'dan izleyerek M. Kemal kültünün ne dereceye vardığını göstermeye çalışacağız. Daha Sakarya'nın ertesinde, gelecekte Türk ordusunun daha da güçlü olacağı ve nihai zafere mutlaka erişeceği belirtiliyor. Türklerin cesareti adeta abartmalı bir şekilde aksettirilmektedir: "Hem cesur hem de onur duyguları var. Öyle cesurlar ki cesaret ve sabır örneği olarak gösterilebilirler. Büyük Savaş'te yenilip de başını hala yüksek tutan başkası var mı?"
Sayfa 210 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Pakistan'ın fikir babası ve Milli Şairi sayılan ikbal İngilizlere güvensizliğinin yanı sıra Anadolu hareketine inancını da her fırsatta tekrarladı "Bizans'ı yıkmış olan Türk arslanı yine uyanacak / Yine kükreyecek ve düşmanlarını titretecektir" diyordu. "Tulu-i İslam" şiiri ise kan dökülmeden zafere erişelemeyeceğini açıkça anlatır: "Eğer Osmanlıların üzerine bir gam dağı çökmüşse üzülmemelidir, Zira yüz binlerce yıldızın kanı dökülmelidir ki seher gözüksün. Renk ve kan putlarını kırıp din camiası içinde eri, Turanlı, İranlı ve Afganlı ayrılığı ortadan kalksın. Yine Asya'nın kalbinden bir sevgi kıvılcımı sıçradı Yeryüzü atlas elbiseli Tatar'ın (Türk) dönüp dolaştığı yer oldu. Şehidin mezar üzerine lale yaprakları saçıyorum, O Şehit ki kanı bizim islam milletinin fidanını yaşatıyor." Sakarya ve Büyük Zafer'ler ona Mustafa Kemal'i odak alan ilhamlar verdi: "Kahraman Mustafa'nın kılıcı etkisini gösterdi / Allah Büyüktür, kılıcın şerefi kurtulmuştur / Neden Ankara meyi cüretin meyhanesi olmasın / Cesur atılgan Türkler küffarı param parça eyledi / Yunanlı lainler kaçıyorlar / Artık gidecek yeri kalmadı ibnül hayzın (Aybaşı çocuğu)/Mustafa'nın ordusu kemalini gösterdi / Ahmedi muhtarın Hilafetini sağlamlaştırdı / Hey Hristiyanlar neden zulme meyyalsiniz / Bakın, bakın, biz seyyidli Aksar'ın (?) ümmetiyiz / Eğer öldürürlerse gazi, ölürlerse şehit olurlar."
Sayfa 208 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Yedi - sekiz yüzyıl hatırlanmamış gerekçelerin Osmanlı Devleti gücünü kaybettiğinde anınısanması, işin gerçek yanını gösteriyor. Ayrıca İslam toplumlarının daha Peygamber'in ölümüyle hemen başlayan ve 1914'e kadar aralıksız devam eden yapısal değişme sürecinin anımsanmak istenmediğini gösteriyor.
İttihatçı-Alman Cihad' ı sonuç vermeyince İngiliz ve Fransızlar karşı eyleme geçtiler. İkisinin de ordusunda zaten Müslüman askerler vardı. Aynca çeşitli yerlerdeki uluscu ve direnişçi gruplarla temasa geçtiler. Fransızların Suriye-Lübnan gayretleri bastırıldı, fakat savaş halinde ayaklanmaya teşebbüsün idamla cezalandırılması bura Müslümanlarını düşman etti. İngilizler ise, Osmanlılar, Fransızlar ve Almanlardan daha çok parayı Arap yarımadasına akıtarak göçebe aşiretlerin Türk ordusunu yandan vurmasını sağladılar. Mekke Şerifi Hüseyin ile savaştan önce başlatılmış temaslar da 1916 yazında sonuca bağlandı. Cihadı Ekber'e karşı bir bildiri ile Arap İhtilall'ni başlattı. Hicaz topraklarında İngiliz ve Fransız subay ve askerlerinin de katkısıyla bir gerilla savaşı vererek Osmanlı ordusunun hırpalanmasına katkıda bulundu. Suriye'de Bedevi baskınları da Türk ordusunu tam bozguna uğrattı.
Faysal, pazarlıklarına daima "Tam bağımsızlık ve Arap Birliği" sloganıyla başlıyor ama her seferinde daha çok taviz vererek masadan kalkıyordu.
Sayfa 145 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 871 ile 880 arasındakiler gösteriliyor.