Tuna nehri akmam demiyordu. Ağır ama vakur bir edayla akıp gidiyor, durgun sinesine derin burgaçlarla Osmanlı motifleri çizmeye devam ediyordu. Tuna, öğle vakitlerinde askerlerin abdest aldıkları, balık avladıkları ve mataralarını doldurdukları bir dost ırmaktı... Neferler, Tuna derken "ana" demiş gibi rahatlıyorlardı...